Toplum İçin Bilgiler

  • KALP YETERSİZLİĞİ NEDİR?

Kalp yetersizliği, kalp perfomansının azalması sonucu, kalbin doku ve organlara gerekli ve yeterli kanı gönderememesi sonucu ortaya çıkan klinik bir tablodur.
Sıklıkla kalp damar hastalığı, kalp krizi, yüksek tansiyon (hipertansiyon), kalp kapak hastalığı gibi kalp performansını bozan ya da kalbin iş yükünü arttıran durumlar sonucu gelişir. Kalp yetersizliği genellikle ileri safhada saptanır. Konjestif kalp yetersizliği denen durumda akciğerlere, ayaklara, bacaklara ve bazı vakalarda karaciğer ve karın boşluğuna sıvı sızması (ödem) ortaya çıkar. 
Kalp yetersizliği herhangi bir yaşta gelişebilir, ancak ilerleyen yaşla birlikte görülme sıklığı artar. Toplumda, <65 yaş kişilerde görülme sıklığı %1 iken, 75-84 yaş arasında görülme sıklığı %7’ye, >85 yaşta ise %15’e kadar çıkmaktadır. 65 yaş üstü kişilerde en sık hastaneye yatış nedenidir.

  • Normal kalp nasıl çalışır?

Kalp eşzamanlı kasılan iki odacıktan oluşur. Ayrıca kalbe dönen kanı bu odacıklara yönlendiren 2 küçük odacık daha vardır. Böylece kalp 2 boşluk sağ tarafta, 2 boşluk sol tarafta olmak üzere 4 boşluktan oluşmaktadır. Kalbin üst kısmındaki küçük odacıklara “kulakçık (atriyum)”, alt kısmındaki büyük odacıklara “karıncık (ventrikül)” adı verilir. Temelde kalbin pompa gücünü sağlayan boşluklar ventriküller olup, ventriküller arasında da pompa gücünün büyük bölümü sol ventrikül tarafından gerçekleştirilir. Her ventrikülde kanın geri kaçışını önlemek üzere giriş ve çıkış kısmında birer kapakçık bulunur. Kalpteki odacıkların duvarları özel kalp kasından oluşmaktadır. Atriyum ve ventriküller eşzamanlı ve ardısıra kasılarak uyumlu çalışırlar. Her kalp atımının başında, kalbin kasılması için özelleşmiş bir odaktan çıkarılan elektriksel sinyal tüm kalbe yayılarak kalp kasının kasılmasını sağlar. Önce atriyumlar kasılarak açık olan kapakçıklarından ventriküle doğru kanı iter. Daha sonra elektriksel uyarı ventrikül kasına doğru ilerlediğinde, ventriküllerin kasılmasını sağlayarak kanı kalpten akciğer ve tüm vücuda doğru atar. Ventriküller kasılırken atriyumlar gevşeyerek kanla dolar ve sonraki atımın başlamasına olanak sağlar.

  • Kalp yetersizliği nasıl gelişir?

Kalp yetersizliği, kalbin kendine gelen kanı akciğerler ve tüm vücuda pompalamada yetersiz kalmasından kaynaklanır. Pompa fonksiyonundaki yetersizlik, kalp kasının kasılmasındaki performans azalmasından veya kalp kasının gevşemesindeki anormalliklerden kaynaklanabilir. Kalp kasılma gücünde azalma varsa genellikle kalp kası gevşeme anormalliği de buna eşlik eder. Ancak tek başına kalp kası gevşeme anormalliği, özellikle yaşlı, hipertansif, diyabetik, kadın olgular başta olmak üzere, kalp yetersizliğine neden olabilir.
Kalp yetersizliği pek çok nedene bağlı olarak ortaya çıkabilir. Kalp damar hastalığı ve geçirilmiş kalp krizi, kalp yetersizliği bulunan olguların 2/3’ünde kalp yetersizliği nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Toplumda en sık görülen hastalıkların başında yer alan hipertansiyon kalp duvarında kalınlaşma ve kalp kasında gevşeme anormalliğine neden olarak kalp yetersizliğine neden olabilir. Kalp kapak hastalıkları, kalp ritm bozuklukları, kalp kası enfeksiyonları, doğuştan kalp hastalıkları ve kalıtımsal geçen kalp kası hastalıkları diğer kalp yetersizliği nedenleri arasında yer alır.
Kalp, kasılma gücünün bir bölümünü kaybettiyse ve yeterince kasılamıyorsa, organ ve dokuların ihtiyaç duyduğu miktarda kanı pompalamada yetersiz kalır. Kalp yeterince boşalamıyor ve gevşeyemiyor ise kalbe giren kan miktarı azalır, dolayısıyla kalpten pompalanan kan miktarı da azalmış olur. Doku ve organlara yeterli kan gönderilememesine bağlı olarak halsizlik, yorgunluk, efor kapasitesinde azalma ve kalbin kendine gelen kanı çevirememesine bağlı olarak da akciğerler ve vücutta sıvı birikimi sonucu nefes darlığı, bacaklarda/karında/vücutta şişme gibi yakınmalar ortaya çıkar.

  • Kalp yetersizliğinde oluşan değişiklikler nelerdir?

Kalp yetersizliğinde, bir taraftan kalp doku ve organlara gerektiği kadar kanı sağlamaya çabalarken, doku ve organlar da kalp yetersizliği durumuna uyum sağlamaya çalışır. Bu durum kalp ile doku ve organların kalp yetersizliğine adaptasyonu olarak bilinir.
Sözkonusu adaptasyon için kalp daha fazla kanı pompalamak için dakikadaki atım sayısını arttırır (taşikardi). Daha fazla miktarda kan hacmini alıp pompalamak için kendi boyutunu artırır ve kalp boşluklarında genişleme bir başka deyişle kalp büyümesi ortaya çıkar (dilatasyon). Performansını arttırmak, daha iyi pompa gücü sağlamak için kalp duvarları kalınlaşır (hipertrofi). Vücuttaki birçok hormonal mekanizmaların devreye girmesiyle dolaşan kan miktarı arttırılarak hayati organlara yönlendirilmeye çalışılır. Ancak zamanla adaptasyon mekanizmaları yetersiz kalmaya başlar ve ileri dönemde sözkonusu adaptasyon mekanizmaları yarardan çok zararlı süreçleri başlatır. Kalp yetersizliği tablosu daha da kötüye gider.

  • Akut ve kronik kalp yetersizliği nedir?

Kalp yetersizliğinde yakınmaların ortaya çıkışı, süresi, ciddiyeti her hastada farklıdır. Kalp yetersizliğinin, kronik kalp yetersizliği ve akut kalp yetersizliği olmak üzere iki farklı klinik tipi vardır. Kronik kalp yetersizliği, yakınmaların yavaş geliştiği ve zamanla kötüleştiği klinik tablodur. Akut kalp yetersizliği ise yakınmaların aniden geliştiği ve ciddi nefes darlığı ile seyreden ağır bir klinik tablodur. Kronik kalp yetersizliği bulunan olgularda zaman zaman akut kalp yetersizliği tablosu gelişebilmektedir.

  • KALP YETERSİZLİĞİNDE GÖRÜLEN YAKINMALAR

Kalp yetersizliğine bağlı ortaya çıkan yakınmalar, mevcut kalp yetersizliğinin tipine ve kişiden kişiye değişebilir. Dolayısıyla tanımlanan yakınmaların büyük bölümü veya sadece çok az bir kısmı, farklı düzeylerde görülebilir.
Erken evrede kalpte yetersizliğe ilişkin değişiklikler olmasına karşın herhangi yakınma olmayabilir.  Ancak kalp yetersizliği ilerledikçe yakınma ve belirtiler ortaya çıkmaya başlar ve giderek daha belirgin duruma gelir.
Kalp yetersizliğine ilişkin yakınmalar, doku ve organlarda sıvı birikmesi ile kalbin kan atım hacminde azalmaya bağlı olarak ortaya çıkar. Doku ve organlarda sıvı birikmesine bağlı sıklıkla ortaya çıkan yakınmalar; nefes darlığı, öksürük/hırıltı, kilo artışı, gece uykudan nefes darlığı ile uyanma, bacaklarda şişme, karında şişkinlik, karın ağrısı, iştahsızlık, bulantıdır. Kalbin kan atım hacminde azalmaya bağlı ortaya çıkan yakınmalar ise çarpıntı, halsizlik, yorgunluk, efor kapasitesinde azalma, ellerde-ayaklarda soğukluk, idrar miktarında azalma, solukluk şeklinde sıralanabilir. Yakınmaların giderek kötüleşmesi ya da olmayan yakınma ve bulguların ortaya çıkması durumunda gecikmeden doktora başvurulması gerekir.

  • Nefes Darlığı

Nefes darlığı, kalp yetersizliğinde en sık görülen en önemli yakınmadır. Hemen hemen kalp yetersizlikli olguların tamamına yakınında gözlenir. Önceleri ağır eforu (örn. merdiven çıkma) takiben ortaya çıkar. Hastalık ilerledikçe daha hafif eforlarda (örn. düz yolda yürümekle) hastayı durup dinlenmek ihtiyacında bırakır. Tedavi almayan olgularda hastalığın daha da ilerlemesi ile çok hafif eforlarda (örn. ev içindeki rutin aktiviteler sırasında) bile hissedilmeye başlar. Solunumunuzu takip ederek hastalık seyrindeki değişiklikten haberdar olabilirsiniz. Örneğin, solunum sıkıntısının gece yatınca arttığı fark edilebilir. Daha rahat solunum amacıyla, gövdeyi yukarıda tutmak için daha fazla yastığa ihtiyaç duyulabilir. Sık sık uykudan uyandıran ve bir süre oturur pozisyona geçme ihtiyacında bırakan nefes darlığı yakınması ortaya çıkabilir. Nefes darlığına bağlı uykudan uyanma ciddi bir durumdur. Solunum sıkıntısının sebebi, vücuttan kalbe geri dönen kanın akciğerlerde birikerek kalbe, oradan da vücuda pompalanmasında yetersizliğe bağlıdır. Sonuçta, konjesyon olarak da ifade edilen akciğerlere sıvı sızması oluşur. Eğer nefes darlığı ve fiziksel aktivite kısıtlaması yeni ortaya çıkmışsa veya sürekli artıyorsa, doktorunuza veya hemşirenize danışmalısınız.

  • Çarpıntı

Kalp yetersizliğinin belirtisi olarak çarpıntı, düzenli vurular veya düzensiz vurular şeklinde hissedilebilir. İstirahatte nabızdan bakılan kalp atım sayısı dakikada 90-100 üzerine çıkmışsa çarpıntı yakınmanızın doğru olduğunu düşünebilirsiniz. Bu durum kalp yetersizliği tablosunun kötüleşmeye başladığını gösteriyor olabilir.
Çarpıntı, kalbin zayıflamış pompalama kabiliyetindeki açığını kapatmak için oluşan düzenli atımlar şeklinde hızlanmasına veya düzensiz ve hızlanmış kalp atımları ile ritm bozukluğu gelişmesine bağlı olabilir. Çarpıntı ani gelişen düzensiz kalp atımları (atriyal fibrilasyon) şeklindeyse, kalp yetersizliği tedavisinde kullanılan ilaçların yeniden düzenlenmesi ve böylece çarpıntının kontrolü için vakit kaybetmeden doktorunuza başvurmanız gerekir. Bu tip ritm bozukluklarına bağlı çarpıntılar nefes darlığında artışla beraber klinik tabloda kötüleşmeye neden olabilir, ancak tedavi edilebilir bir durumdur.

  • Çabuk Yorulma

Kalp yetersizliği olanlarda başlangıçta ağır aktiviteler sırasında (koşma, merdiven çıkma vb.) hastalık ilerledikçe daha hafif aktiviteler (düz yolda yürüme vb.) ve daha ileri evrede ev içinde günlük aktiviteler sırasında ( bulaşık yıkama, banyo yapma, ev temizliği, giyinme-soyunma vb) ortaya çıkan çabuk yorulma ve bitkin düşme yakınmaları görülür.
Yorgunluk ve bitkinlik, kalbin azalmış pompalama yeteneğine bağlı kas ve dokulara gereğinden az kan ulaşması sonucu oluşur. Bitkinlik, vücuttan artık maddelerin temizlenmesi gerektiği hızda temizlenememesine bağlı da oluşabilir. Aynı zamanda kalp yetersizliği tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkileri sonucu da söz konusu yakınmalar ortaya çıkabilmektedir. Aşırı yorgunluk, aynı zamanda anemi (kansızlık), guvatr, araya giren enfeksiyonlar, böbrek fonksiyon bozukluklarına bağlı olarak da gelişebilir.
Kalp yetersizlikli hastalara, efor kapasitesini korumak ya da arttırmak, çabuk yorulmanın önüne geçmek için belirli düzeyde ve doktorun önerdiği şekilde günlük egzersizlerin yapılması önerilmektedir.

  • Ayak veya Bacak Şişliği

Ayak ve bacak şişliği, vücutta sıvı birikmesi sonucu gelişir. Bu kalp yetersizliğinin kötüleştiğine ilişkin belirti olabilir. Ayaklarda şişlik oluştukça, günlük giyilen ayakkabılar daha dar gelmeye başlar. Bacaklarda oluşan şişlik parmakla basılınca bir süre için iz bırakır. Yer çekiminin etkisiyle, günün ilerleyen saatlerinde ayak ve bacaklardaki şişlik artar. Uzanma veya dinlenme sonrası genellikle şişlik azalır. Ayak ve bacaklardaki şişlik artıyor veya kötüleşiyorsa doktorunuzla iletişime geçmeniz gerekir. İdrar söktürücü ilaç tedavisinin ayarlanması sorunun giderilmesi için yeterli olabilir.

  • Karında Şişlik veya Ağrı

Karnın üst bölgesinde (mide bölgesi) ağrı veya şişkinlik, vücutta sıvı toplanmasına bağlı olarak gelişebilir ve kalp yetersizliğinin ilerlemesinin belirtisi olabilir. Sözkonusu yakınma ve bulguların sebebi akciğer, karaciğer veya bağırsaklarda sıvı göllenmesine bağlıdır. Özellikle kilo artışıyla beraber ise, doktorunuz önerdiği şekilde idrar söktürücü tedavinizi kullanmaya özen gösterin, diyetinizdeki tuz ve su alımını kısıtlayın. Gerileme yoksa yardım için doktorunuzla iletişim kurun.

  • Hızlı Kilo Alımı

Kalp yetersizliği bulunan hastalarda vücut ağırlığında hızlı değişimler olabilir. Eğer kalp yetersizliği sıvı birikmesine neden oluyorsa hızlı bir kilo artışı söz konusu olabilir.
Günlük sabah idrarından sonra bakılan kilo takibi önemlidir. Eğer birkaç gün içinde 2 kilodan fazla kilo artışı varsa doktorunuza veya hemşirenize haber vermelisiniz. Kilo artışını saptadıysanız, kilo alış şekline bakıp yaşam biçiminizi gözden geçirin. Sıvı birikmesine bağlı kilo artışı, yüksek kalorili diyetle ortaya çıkan kilo artışına göre farklılık gösterir. Yüksek kalorili diyete bağlı kilo artışları daha uzun sürede ve yavaş yavaş kilo alımı şeklinde gerçekleşir. Kilo artışının neye bağlı olduğu anlaşılmıyorsa, doktorunuzla veya hemşirenizle haberleşin.

  • Öksürük

Kalp yetersizliğine bağlı inatçı öksürük ve hırıltı görülebilir. Hırıltı, astımlı hastalardakine benzer olsa da, kalp yetersizliğinde sebep farklıdır. Özellikle gece uyuduktan bir süre sonra başlayan ve hastayı uyandıran öksürük kalp yetersizliğinde nefes darlığı eşdeğeri kabul edilir. Kalp yetersizliği olan kişiler, bazen, öksürükle beraber hafifçe kanla boyanmış sümüksü, kalın balgam çıkarabilirler. Bu durum genellikle kalp yetersizliğinde yatkınlığın fazla olduğu akciğer enfeksiyonlarıyla birlikte görülür (Pnömoni/Zatürre).
Öksürük ve hırıltı akciğerlerde sıvı birikmesi veya göllenmesi sonucu olur. Öksürük veya hırıltının solunumunuzu zorlaştıracak şekilde kötüleştiğini fark ettiyseniz, doktorunuza haber verin. Çünkü kalp yetersizliğiniz ilerlemiş olabilir. Ayrıca kuru ve inatçı öksürük kalp yetersizliğinde kullanılan bazı ilaçların yan etkisine bağlı olarak da ortaya çıkabilir.

  • Baş Dönmesi,  Dikkat Kaybı, Bayılma, Sersemlik

Kalp yetersizliği olanlarda baygınlık hissi, sersemlik ve baş dönmesi gibi şikâyetler, beyine giden azalmış kan akımına bağlıdır. Bayılma ani bilinç kaybıdır ve beyine kan akımının ciddi şekilde azaldığı anlamına gelir.
Kalp hızı (çok yavaşlarsa veya çok hızlanırsa) ve kalp ritmindeki anormallikler (ritm bozukluğu gelişmesi), kalp yetersizliğini ağırlaştıran durumların araya girmesi sonucu kalp kan atım hacminde belirgin azalmanın söz konusu olduğu durumlar, kullanılan ilaçlara bağlı tansiyon düşmesi oluştuğu durumlarda kalp yeterli kanı pompalayamadığında beyine giden kan akımı azalabilir. Özellikle, ani ayağa kalktıktan sonra gelişen baş dönmesi, kalp yetersizliği hastalarında görülebilen bir durumdur. Bu durum ayağa kalktıktan sonra hızlı ama geçici tansiyon düşmesine bağlı olarak görülür ve “postural hipotansiyon” olarak adlandırılır. Halsizlik ve sersemlik, kalp yetersizliğine yönelik verilen ilaçların yan etkilerine bağlı olarak da gelişebilir. İdrar söktürücüler ve kalp yetersizliği tedavisinde kullanılan diğer ilaçlar tansiyonu düşürebilir.

  • Göğüs Ağrısı

Kalp yetersizliği bulunan olguların 2/3’üne kalp damar hastalığı eşlik ettiğinden, kalp damar hastalığına bağlı göğüs ağrısı sık karşılaşılan yakınmalar arasında bulunur. Bu tip olgularda göğüs ağrısı genellikle göğüs üzerinde hissedilmekle birlikte alt çene ile göbek arasında herhangi bir bölgede de hissedilebilir. Rahatsızlık basınç hissi, gaz veya yanma ya da ağrı hissi şeklinde olabilir. Çoğunlukla efor sonrası görülse de istirahat sırasında da ortaya çıkabilir ve istirahat göğüs ağrısı daha ciddi bir durumu (örn kalp krizi tehdidi veya kalp krizi) ifade edebilir. Genellikle 3-10 dakika sürüp dinlenmekle geçer. Ancak daha uzun süre devam ediyorsa acilen en yakın hastaneye başvurulması gerekir. Göğüs ağrısı, kalp krizinin göstergesi olabileceğinden ciddiye alınmalıdır.

  • İştah Kaybı/Bulantı

Kalp yetersizliğinde iştah kaybı veya bulantı yakınmaları bulunabilir. Bazı hastalarda çok az yemelerine rağmen, çabuk doyma veya midede şişkinlik hissi görülebilir. Bu yakınmalara karın ağrısı ve karında gerginlik hissi eşlik edebilir. Söz konusu belirtiler, genellikle karaciğer ve bağırsaklarda sıvı birikmesi sonucu karaciğerde büyüme ve bağırsaklarda ödeme bağlı olarak ortaya çıkar. Giderek artan iştah kaybına bulantının eşlik etmesi, özellikle sağ üst karın ağrısı ve şişkinlik ile beraber gelişiyorsa kalp yetersizliği tablosunda kötüleşmenin belirtisi olabilir. İştahsızlık ve bulantı aynı zamanda kullanılan ilaçların (digoksin toksisitesi) yan etkisine bağlı da gelişebilir.

  • Yakınmalar- Özet

Aşağıdaki durumlardan herhangi biri mevcutsa bir doktora danışmanız önerilmektedir.
Nefes darlığı

  • Basit aktiviteler veya merdiven çıkmakla nefes darlığı
  • İstirahatte veya düz yatarken gelişen nefes darlığı
  • Gece uykudan nefes darlığı ile uyanma
  • Uyuyabilmek için yastık sayısını artırma ihtiyacı duyma

Halsizlik- yorgunluk

  • Çabuk yorulma
  • Ayaklarda, ayak bileğinde veya bacaklarda şişme (ödem)
  • Genel yorgunluk hali

Öksürük

  • Sık sık öksürme
  • Kanla boyanmış, sümüksü kalın balgam çıkarma
  • KALP YETERSİZLİĞİNDE TANI

Kalp yetersizliği tanısı sadece bir hekim tarafından konulabilir. Klinik hikayeniz ve yakınmalarınız ışığında yapılacak bir muayene sonucu kalp yetersizliği olasılığınız ortaya konacaktır. Doktorlar tanıyı doğrulamak için genellikle bir takım testler isterler. Bu testlerin çoğu basit ve acısızdır. Bu testlerden en sık kullanılanı ekokardiyogram’’ (kalp ultrasonu)’’dır. Kalbin ekokardiyografik incelemesi ile kalp boşlukları, kalp duvarları ve kalp kapakları hakkında bilgi edinilebilir ve kalbin pompalama gücü doğrudan ölçülebilir.

  • KALP YETERSİZLİĞİNDE TEDAVİ

Kalp yetersizliği tedavisinde erken tanı ve tedavi oldukça önemlidir. Günümüzde hekim-hasta işbirliği ile pek çok kalp yetersizliği hastası normal günlük yaşamlarını devam ettirebilmektedir. Eğer kalp yetersizliği tanısı almışsanız hekiminiz tarafından size bir takım ilaçlar başlanacak ve yaşam tarzınızı hastalığınızın gerektirdiği şekilde değiştirmeniz önerilecektir.

  • Kalp Yetersizliği Hastasının Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Kalp yetersizliği kronik hastalıktır ve ömür boyu tedavi gerektirir. Kalp yetersizliği hastasının, doktorun verdiği ilaçları düzenli kullanmanın yanı sıra tedaviden en fazla yararı görmesi, klinik tabloda ortaya çıkabilecek kötüleşmelerin önüne geçilmesi ve hastalığın ilerlemesine engel olunması için aşağıda sıralanan yaşam biçimi değişikliklerine uyum sağlaması gerekmektedir.
1. Sağlıklı vücut ağırlığını sürdürmek
Kalp yetersizliği hastasının yakınma ve bulgularının kontrol altında bulunduğu dönemde, doktor tarafından belirlenmiş vücut ağırlığı düzeyini koruması önemlidir. Vücut ağırlığında kısa ve uzun dönemde meydana gelen değişmeler hastalığın seyri sırasında oluşabilecek kötüleşmelerin habercisi olabilir. Bu nedenle hastalığın kontrol altında olduğu dönemdeki vücut ağırlığı korunmalı, özellikle kısa süre içinde oluşacak değişiklikler doktora bildirilmelidir.
Kilo kaybı
Kısa süre içinde fazla kilo kaybetmek önemli olabilir. Özellikle idrar söktürücü ilaç dozunda bilinçli ya da bilinçsiz yapılan artışlar, idrar söktürücü ilacın değişimi, kullanılan idrar söktürücü ilaca ilave edilen ikinci bir idrar söktürücü ilaç kullanımı kısa dönemde kilo kaybına yol açabilir. İleri evre kalp yetersizliği bulunan olgularda aylar içinde kas erimesine bağlı zayıflama ve kilo kaybı ortaya çıkabilir. Vücudun sıvı tutması halinde vücut ağırlığı sabit seyredebilir ve kas erimesi fark edilmeyebilir. Kilo kaybı beslenme bozukluğu ve alınan kalori azlığına bağlı da olabileceğinden karbonhidrat, protein ve yağ oranları diyetisyen tarafından belirlenmiş bir diyetin dikkatlice uygulanması, az fakat sık aralıklarla yeme alışkanlığının yerleştirilmesi önerilmektedir. Beklenmedik kilo kayıplarından her zaman doktorunuz haberdar edilmelidir.
Kilo artışı
Ani kilo artışı, vücutta sıvı tutulmasına, idrar söktürücü ilaç alımının kesilmesi ya da düzensiz kullanımına veya diyette alınan tuz miktarının artmasına bağlı olabilir. Sıvı tutulmasına bağlı kilo artışı vücut toplam sıvı miktarının artışı anlamına gelir. Dolaşan kandaki fazla sıvıyı pompalamak zorunda kalan kalbin iş yükü artar ve kalp daha fazla enerji harcayarak pompa görevini yerine getirmek zorunda kalır. Vücutta su tutuluyorsa genellikle birkaç gün içinde hızlı kilo artışı ortaya çıkar. Bu durum yakın bir zamanda kalp yetersizliği tablosunun kötüleşeceğine işaret eder.
Fazla yemeye bağlı kilo alımı uzun süre içinde vücut yağlanmasına bağlı kilo artışına neden olur. Bu durum da kalp için ekstra yük oluşturur ve kalbin günlük aktivitelerin yapılabilmesi için daha fazla çalışması anlamına gelir. Eğer aşırı kalori tüketiliyorsa, genellikle yavaş kilo alımı söz konusu olur. Ancak bu tür kilo alımı da kalp yetersizliğine bağlı yakınmaları arttırabilir ve hastalığın ağırlaşmasına neden olabilir.
Vücut ağırlığını takip etme
Kalp yetersizliği bulunan hastaların, mümkünse her gün aynı saatte (sabah tuvalete gittikten sonra) aynı tartı ile vücut kilosunu ölçerek kaydetmeleri ve birkaç gün içinde oluşabilecek ani kilo artışlarını doktora bildirmeleri önerilmektedir. Gerekiyorsa idrar söktürücü ilaç dozunun ve tuzsuz diyet rejimlerinin yeniden ayarlanması, sonradan oluşabilecek kötüleşmeleri önleyecektir.
2. Tuz tüketiminin kısıtlanması
Tuz alımının kısıtlanması kalp yetersizliği olan hastalar için en önemli yaşam tarzı değişikliklerinden birini oluşturur. Normalde vücudun belirli bir miktarda günlük tuz ihtiyacı vardır. Ancak alınması gerekli günlük tuz miktarı çok azdır. Günlük tüketilen doğal yiyecekler az miktarda da olsa tuz içerir ve yiyeceklerde hiç tuz kullanılmasa da doğal yiyeceklerden vücudun günlük tuz ihtiyacı karşılanır. Bir başka ifade ile yiyeceklere eklenen tuz hemen sadece damak tadı içindir.
Kalp yetersizliğinde, günlük yaşamda normal kabul edilen miktarlarda bile tuz tüketimi vücutta su tutulmasına neden olur. Bu fazla sıvı ayaklar, bacaklar veya karında şişmeye ve vücut ağırlığında artışa sebep olur. Ayrıca akciğerlerde sıvı toplanmasına yol açarak nefes darlığına sebep olabilir. Tuz aynı zamanda susama duyusunu arttırarak daha fazla su içilmesine yol açar, bu da vücut sıvı miktarı artışına katkıda bulunur. 
Kalp yetersizliği hastasının günlük tuz tüketimi 2-3 gramı (2 silme çay kaşığı) geçmemelidir. Günlük diyet meyve ve sebzeden zengin (mümkün olduğunca taze), hayvansal yağlardan uzak işlenmemiş yiyecekler, düşük yağ içerikli günlük yiyecekler, çoklu doymamış yağlar (zeytin yağı gibi), kuru baklagil, balık ve tavuk içermelidir. Yemeklere tat katmak için tuz yerine ot, baharat veya meyve suları (limon/ıhlamur) katılabilir. Sofrada ve mutfakta tuzluk bulundurmamak tuz alımını azaltacaktır.
Hazır yemekler, konservelenmiş sebzeler, tuzlu peynir, işlenmiş et (sucuk, salam, sosis, jambon), paketlenmiş hububat, ekmek, işlenmiş domates (ketçap, domates suyu) ve sos (soya sosu) gibi tuzdan zengin yiyeceklerden kaçınmak gerekir. Satın alınan gıdalardaki gizli tuz miktarını görmek için her zaman etiketi kontrol etmek yerinde olacaktır.
Sıvı birikmesine ait herhangi bir belirti olmasa da veya idrar söktürücü ilaç kullanılıyor olsa da tuz alımını kısıtlamakla hasta kendini daha rahat hissedecektir. Ayrıca tuz kısıtlaması ilaç tedavisine alınan yanıtı kolaylaştırır. Tuzdan fakir diyetin kalp hastalığının oluşumunu önlemede de önemli rolü olduğu gösterilmiştir, dolayısıyla aile üyeleri ve yakın çevredeki bireylerde genel sağlık açısından tuz kısıtlamasından yarar göreceklerdir. Tuz kısıtlaması konusundaki bazı pratik öneriler şu şekilde sıralanabilir.
- Yemeklerinizi hazırlarken tuz eklemeyin   
- Masadan tuzluğu uzaklaştırın
- Yemeklerinizi tuz içermeyen ot veya baharatlar ile tatlandırın
- Tercih ettiğiniz yemeklerin tuzsuz biçimlerine alışmaya çalışın
- Doğal olarak tuz içeriği düşük olan gıdaları tercih edin (taze meyve, sebze, balık’da                                              tuz içeriği düşüktür)
- Satın aldığınız yiyeceklerin etiketlerini okumayı alışkanlık haline getirin  
3. Sıvı alımının kontrolü
Tek başına tuz alımı fazlalığı vücutta sıvı tutulumuna neden olabileceği gibi tek başına alınan sıvı miktarının fazla olması da vücut sıvı miktarını arttırıp kalp yetersizliği tablosunu kötüleştirebilir. Fazla vücut sıvısının atılabilmesi için kullanılan idrar söktürücüler doktor önerisi ve kontrolünde kullanılır. Fazla sıvı tüketimi ile atılan sıvıların yeniden vücutta birikmesine engel olunması için günlük alınması gereken sıvı miktarını geçmemeye özen gösterilmelidir. Çoğu kalp yetersizlikli olgu için bu miktar günde 1.5-2 litre arasında değişir. Söz konusu miktar su, meyve suyu, çay, kahve, süt, ayran, çorba gibi tüm sıvı gıdaları içermektedir.

  • Alkol alımının kısıtlanması

Alkol alımı hem kısa dönem hem de uzun dönem kullanımıyla kalp yetersizliğini kötü yönde etkiler. Az miktarda alkol tüketiminin koroner arter hastalığını önlemede yararlı olduğu söylense de, kalp yetersizliği durumunda aşırı alkol tüketimi kısa dönemde kalp atım sayısı ve kan basıncını arttırarak ve uzun dönem kullanımında kalp performasının daha da azalmasına yol açarak zararlı olur. Alkolün günlük 1-2 kadehten fazla tüketilmemesi önerilir. Eğer kalp yetersizliğine bağlı ciddi belirtiler varsa alkol alımı tamamen kesilmelidir.
5. Diyette potasyum alımının düzenlenmesi
Potasyum vücut fonksiyonları için alınması gerekli olan önemli bir mineraldir. Günlük önerilen miktar normal diyetle zaten alınmaktadır. Ancak kalp yetersizliği için idrar söktürücü ilaç kullanılıyorsa, idrar söktürücü ilacın tipine bağlı olarak idrarla potasyum kaybı olabileceği gibi potasyum tutan idrar söktürücü ilaçlarla vücutta potasyum tutulumu da olabilmektedir. Potasyum kaybettiren idrar söktürücü ilaç kullanan olguların potasyumdan zengin gıdaları tüketmeleri tavsiye edilebilir. Muz, portakal, kuru erik, kayısı, soya, kavun, brokoli, ıspanak, domates ve patates potasyum içeriği zengin besinlerdir. Tuzdan zengin gıdalar tüketilince vücuttaki sodyum oranı artar ve sonuçta bu durum potasyum kaybına da yol açabilir. Bu nedenle tuzdan fakir diyete de uymak önem arzeder. Potasyum tutucu idrar söktürücü ilaçlarla beraber kalp yetersizliğinde kullanılan bazı ilaçlar kan potasyum düzeyini arttırabilir. Bu durumda potasyumdan zengin besinlerin alımını azaltmak ve ilaç rejiminin doktor tarafından yeniden ayarlanması gerekir.
6. Yağ ve kolesterol alımının azaltılması
Yağlı yiyecekleri fazla tüketme sonucu kanda yağ ve kolesterol miktarı artabilir. Yüksek kolesterol düzeyi, kalp yetersizliğine yol açan koroner arter hastalığı ve kalp krizi ile ilişkilidir. Ayrıca yağlı yiyecekler yüksek kalorilidir ve kilo artışına yol açabilir. Diyette meyve ve sebze, balık, yağsız et, et yerine geçen gıdalar (örneğin soya) ve doymamış yağ içeren gıdalara ağırlık verilmelidir. Hazır gıdaların etiketleri okunarak kolesterol içeriği ve miktarını öğrenmek alışkanlık haline getirilmelidir. Yağlı süt ürünleri ve kırmızı et gibi doymuş yağ oranı yüksek gıdalardan kaçınılmalıdır. Yumurta sarısı ve hayvansal gıda tüketimini kesmek genellikle kolesterol seviyesinin düşmesine yardımcı olur.
7. Diyabetik diyet
Kalp yetersizliği olanların üçte birinde diyet, ilaç veya insulinle kontrol edilebilen diyabetin (şeker hastalığı) bir şekli görülebilir. Kalp yetersizliğinde kan şekeri düzeyini normal veya normale yakın sınırlarda sürdürmek şeker hastaları için önemlidir. Yüksek kan şekeri seviyesinin kalp fonksiyonuna direkt ve dolaylı yollardan zararlı etkileri vardır. Aynı zamanda diyabetik olgularda sıklıkla görülebilen enfeksiyonlar ve böbrek fonksiyon bozukluğu kalp yetersizliği tablosunu kötüleştirebilir. Diyabetik olguların kan şekerlerinin kontrol altında tutulması ve diyabete bağlı organ harabiyetinin önlenmesi veya ilerlemesinin önüne geçilmesi için mutlaka dahiliye uzmanı ya da endokrinolog takibinde olmaları gerekmektedir.
8. Kalp yetersizliğinde aktivite ve egzersiz
Kalp yetersizliği bulunan olguların, günlük aktivitelerini belirgin şekilde kısıtlaması, evde hareketsiz bir yaşam tarzına bağlanmaları istenen bir durum değildir. Araştırmalar kalp yetersizlikli olguların hafif düzeyde ve doktorun önerdiği biçimde yapacağı düzenli egzersiz aktivitelerin yaşam kalitesini arttırdığını ve kişilerin performansını koruduğunu göstermektedir. Günlük, belirli bir tempoda ve belirli bir sürede yapılan yürüyüşler yararlıdır. Daha düzenli ve sürekli egzersiz için kişinin beğendiği bir aktivite de seçilebilir. Yürümek başlangıç olarak iyi bir aktivitedir. Çok soğuk ve rüzgarlı havalarda ev içinde benzer aktiviteleri yapmak daha uygundur. Zaten yürüyüş yapıyorsanız veya fiziksel olarak kendinizi iyi hissediyorsanız, bisiklete binmeyi veya yüzmeyi deneyebilirsiniz. Hareketlere yavaşça başlayıp, mesafe ve tempo giderek arttırılabilir. Egzersiz yaptığınız sürece yanınızdaki birisiyle konuşabildiğinizden emin olmak iyi bir kuraldır. Eğer konuşamıyorsanız aşırıya kaçmış olabilirsiniz. Nefes darlığı, baş dönmesi, göğüs ağrısı, bulantı veya soğuk terleme hissediyorsanız egzersiz yapmayı durdurmalısınız. Aşırı yemek yedikten sonra veya uzun süre açlıktan sonra egzersiz yapmak doğru değildir. Egzersiz, hafif yemekten 1-2 saat sonrasına planlanmalıdır. Egzersiz öncesinde birkaç dakika ısınma ve sonrasında birkaç dakika soğuma aktivitelerine ayrılmalıdır. Isınma vücudunuzun ve kalbinizin biraz sonra yapacağınız egzersize alışmasını sağlar. Yaklaşık 5 dakikalık hafif germe egzersizleri veya hafif tempolu yürüyüş yeterlidir. Soğuma periyodu ise kalp hızınızın, kan basıncınızın ve adrenalin seviyenizin dereceli olarak azalmasına yardımcı olur. Bunun için en iyi yol yaptığınız egzersizin derecesini yavaş yavaş azaltmaktır. Yapılan egzersiz asla aniden kesilmemelidir.
Kalp yetersizliğinde egzersizle ilgili bazı pratik öneriler şu şekilde sıralanabilir;

  • Hafif yemeklerden sonra egzersiz için 1-2 saat bekleyin
  • Çok soğuk ve sıcak havalarda açık havada egzersiz yapmayın
  • Egzersiz öncesi ısınma ve sonrasında soğuma periyodlarını mutlaka uygulayın
  • Hangi çeşit egzersizi yaparsanız yapın asla nefesinizi tutmayın
  • Kendinizi en enerjik hissettiğiniz zaman diliminde egzersiz yapın
  • Aktivite yaparken konuşabildiğinizden emin olun. Eğer konuşmakta zorlanıyprsanız aktivite derecenizi azaltın

Düzenli egzersiz sizin için çok faydalı olmakla birlikte bazı durumlarda egzersize ara vermeniz gerekebilir. Bu durumlar;
- İstirahatte nefes darlığınız veya normalden çok kalp yetersizliği ile ilişkili yakınmanız varsa
- Ateşiniz veya herhangi bir enfeksiyonunuz varsa
- Göğüs ağrınız varsa
- İlaç tedavinizde çok büyük değişiklikler yapılmışsa    
9. Sigara’nın bırakılması
Sigara dumanındaki karbon monoksit, kanın oksijen taşıma kabiliyetini azaltır. Böylece kalp vücuda yeterli oksijen sağlamak için daha fazla çalışmak zorunda kalır. Sigara içimi aynı zamanda kan damarlarında yağ artıklarının birikmesine katkıda bulunarak damarların daralmasına ve kalp damar hastalığı olanlarda da kalp krizinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Sigara içildiği sırada kalp damarları da dahil olmak üzere tüm vücut damarlarında belirli bir düzeyde büzülme/spazm meydana gelir, kalp hızı artar ve kan basıncında yükselme eğilimi ortaya çıkar. Buna bağlı kalp yetersizliği belirtileri ağırlaşabilir. Bu nedenle sigara bağımlılarının sigarayı bırakması, bunun için gerekirse destek tedavileri alması ve sigara içilen ortamlardan, pasif sigara içiciliğiden uzak durması gereklidir.
Sigarayı bırakmanın çeşitli yolları vardır. Yardım almaktan kaçınmayın çünkü birçok destek yöntemi bulunmaktadır. Doktorunuz önerisi doğrultusunda, nikotin plasterleri (yapışkanları), sakız gibi uygun ürünler kullanılabilir. Yemek sonraları sigara içme yerine dişler fırçalanabilir. Ağız tadını değiştirmek bazen yardım edebilir. Sigarayı bırakmaya çalıştığınız erken evrelerde kahvehane, bar ve pub gibi sigara içilen yerlere gitmekten kaçının. Ağız ve elleriniz için kalem oynama ve sakız çiğneme gibi uğraşlar bulunabilir. Aile içinde, özellikle sigara içen üyeleri de işin içine katmak başarı oranını arttıracaktır.
10. İş hayatı
Kalp yetersizliği tanısı almanız iş hayatınızın bittiği anlamına gelmez. Aslında çalışma sizi canlı tutar ve depresyondan korur. Eğer çok fazla yakınmanız varsa veya bu yakınmalar nedeniyle hastaneye yatmanız gerektiyse ilk önce çalışmak size imkansız gelebilir. Bu nedenle tedavinin düzenlenmesi ve kendinizi daha iyi hissedinceye kadar iş hayatı ile ilgili uzun vadeli kararların verilmemesi uygun olacaktır. Önemli olan işinizin gerektirdiği fiziksel aktivite derecesidir. Masabaşı işi yapıyorsanız işinizin başına dönebilirsiniz. Ancak fiziksel güç gerektiren bir işiniz varsa o zaman daha az fiziksel güç gerektiren bir işe geçmeniz uygun olacaktır. Ülkemiz şartları göz önüne alındığında iş değiştirmek kolay olmasa da, evde oturmak yerine hastalığınız ile uyumlu olabilecek bir işte tam gün veya yarı zamanlı çalışmak sizi hayata bağlar. Çalışamayacak kadar yakınmaları olan hastalar malulen emeklilik haklarını kullanabilirler.  
11. Seksüel aktivite
Pek çok kalp yetersizliği hastası seks hayatlarının devamı konusunda endişelidir. Diğer başka fiziksel aktivitelerde olduğu gibi kendinizi kötü hissediyorsanız, nefes darlığınız belirgin ise veya göğüs ağrınız varsa seks yapmamalısınız. Bunun dışında seks kalbiniz için zararlı değildir. Ağır yemek veya alkol alımı sonrası seksten kaçınmak gereklidir. Bir önemli nokta da kalp yetersizliği hastasının (kalp yetersizliğine bağlı olarak) hastalığın kendisinden kaynaklanan bir takım seksüel problemlerinin olması gerçeğidir. Seks isteğinde azalma, iktidarsızlık gibi problemler yaşıyorsanız bunları doktorunuzla rahatlıkla paylaşabilirsiniz.

  • Kalp Yetersizliği Hastasının İlaç Tedavisi

Kalp yetersizliği bulunan pek çok hasta çeşitli ilaçlar kullanmak zorundadır. Çoğunlukla bu ilaçlara düşük dozda başlanır ve zamanla dozları artırılır. Kalp yetersizliğine yönelik ilaçların reçetelendiği şekilde kullanılması tedaviden en iyi sonucun alınması açısından önemlidir. Tedavide genellikle birden fazla ilaç reçetelenir. Bu ilaçların verilme amacı sadece yakınmalarınızı azaltmak değil, aynı zamanda altta yatan hastalığı tedavi etmek ve sizin sağlığınızı uzun vadede iyi tutmaktır. İlaçların alım saatleri ve miktarı için bir çizelge oluşturulması ve saatinde kullanılan ilaçların işaretlenmesi, ilaç alımının unutulması veya atlanması gibi problemleri en aza indirmek ve ilaçlardan doğabilecek yan etkilerin hekim tarafından tespitini kolaylaştırması açısından önem arzeder.  Kalp ritm problemi veya kalp yetersizliği için cihaz (kalp pili veya şoklama cihazı) konulmuş olsa da ilaçların önerildiği şekilde kullanılması gerekir. Cihazlar genellikle ilaç tedavisiyle birlikte kullanılır. Kalp yetersizliğinde kullanılan belli başlı ilaç grupları şunlardır;

  • ACE inhibitörleri (anjiyotensin dönüştücü enzim engelleyicileri) ve ARB (anjiyotensin reseptör bloke edicileri)

Bu ilaçlar kalp yetersizliği hastaları için oldukça faydalıdır. Yapılan çalışmalar ile kalp yetersizliği hastalarında yaşamı uzattığı ve hastaneye yatışları azalttığı kanıtlanmıştır. Ayrıca kalp yetersizliği ile ilişkili yakınmalarınızı azaltır ve daha aktif olabilmenize yardımcı olur. Yüksek kan basıncını kontrol etmek için ve kalp krizinden korunma için de faydalı ilaçlardır. Çoğu hastada ciddi yan etkiye neden olmazlar. Bazen halsizlik hissi yapabilirler. Öksürük ACE inhibitörleri kullanan kişilerde en sık rastlanan yan etkidir. Dudaklarda ve boğazda şişme oldukça nadir ancak ciddi bir yan etki olduğundan, böyle bir yan etki geliştiğinde doktorunuzu haberdar etmelisiniz.

  • Beta- blokerler

Kalp yetersizliği hastalarında oldukça etkin olan diğer bir ilaç grubudur. Beta-bloker ilaçlar kalp fonksiyonlarını iyileştirir ve hastaların kendilerini daha iyi hissetmelerine, daha uzun yaşamalarına ve hastaneye daha az başvuru yapmalarına yardımcı olur. Tansiyon yükselmelerini kontrol eder ve kalp krizinden korur. Ayrıca kalp hızının düzenlenmesini sağlar. Yan etki olarak halsizlik, yorgunluk hissi oluşabilir. Bunlar genellikle ilaca ilk başlandığı günlerde belirgindir. Astımı olan hastalarda önerilmez.

  • Digoksin

Kalp yetersizliği yakınmalarının azaltılmasında yıllardır kullanılan bir ilaçtır. Ancak her kalp yetersizliği hastası bu ilaca ihtiyaç duymaz. Bu ilacın gerekliliği hekim tarafından belirlenmelidir. Fazla alımı ile bulantı, kusma, görmede bozulma ve kalp ritminde bozulma görülebilir.

  • Diüretikler

Vücuttaki fazla suyun atılmasını sağlarlar. Böylece nefes darlığı azalır ve ayak bileği, bacak, karın gibi yerlerde görülen şişmeler geriler. Bazen vücuttan potasyum iyonu kaybına neden olabilir. Bu yüzden doktorunuzun belirleyeceği aralıklarda kan testi ile potasyum düzeyiniz ölçülmelidir. Bazı hastalar ise potasyum tutan diüretik ilaçları kullanıyor olabilirler. Onlarda da aynı şekilde potasyum seviyelerinin kontrol edilmesi gereklidir.

  • Aldosteron antagonistleri

Stres hormonu olan aldosteron’un engellenmesi ile iş görürler. Bir çalışmada bu ilaçları alan kalp yetersizliği hastalarının yaşam süresinin uzadığı ve hastaneye yatışlarının azaldığı gösterilmiştir. Hangi kalp yetersizliği hastasının bu ilacı alacağı hekim tarafından belirlenir. Yan etki olarak özellikle erkeklerde memede büyüme ve hassasiyet yapabilirler. Potasyum seviyesini yükseltebilirler, bu yüzden kan potasyum düzeyleri belli aralıklarla ölçülmelidir.

  • Grip Aşısı

Kalp yetersizliği tablosunun kontrol altında kalabilmesinin koşullarından biri, kalp yetersizliğini kötüleştirebilecek olan enfeksiyonlardan korunabilmektir. Solunum sistemi enfeksiyonu riskini azaltmak için zatürre ve gribe karşı bağışıklık kazandıran aşılar özellikle kış mevsimine girmeden önce yapılabilir. 

  • KALP YETERSİZLİĞİ TABLOSUNU KÖTÜLEŞTİREN NEDENLER

Kalp yetersizliği diyet ve ilaçlarla kontrol altında bulunan olgularda, araya giren değişik durumlarla hastanın tablosunda kötüleşmeye neden olabilir. Kalp yetersizliği bulunan olgularda hastanın klinik gidişinde kötüleşmeye neden olan durumlar arasında; kalp damar hastalarında kalbin beslenmesini bozan kalp damarı tıkanma tehdidi ya da kalp krizi gelişimi, yeni hipertansiyon gelişmesi ya da hipertansif kişilerde kan basıncının kontrolsüz yüksek seyretmeye başlaması, enfeksiyonlar, böbrek fonksiyonlarında yeni veya ilerleyici bozulma, anemi (kansızlık) gelişmesi, kalp ritm bozukluklarının ortaya çıkması, tiroid bezinin az ya da çok çalışması (guvatr), diyabetli olgularda gelişen yeni sorunlar, devamlı kullanılan kalp yetersizliğine ilişkin ilaçların kesilmesi veya düzgün kullanılmaması, diyette alınan tuz miktarının arttırılması, akciğer damarlarına pıhtı atması, kalp kapak iltihabı gelişimi, kalp kapak hastalıklarında ilerleme olması, aşırı alkol alımı, kalp performansını olumsuz etkileyen ilaçların kullanılmaya başlanması, vücutta su ve tuz tutulumuna neden olan ilaçların kullanılması gibi nedenler sıralanabilir. Bu durumlar tedavi edilir veya ortadan kaldırılırsa kalp yetersizliği tablosunda kötüleşme genellikle geriler.
Kaçınılması Gereken İlaçlar
Bazı ilaçlar kalp yetersizliğini kötüleştirdiği için bu ilaçlardan uzak durulması önerilmektedir. Kalp yetersizliği hastalarının özellikle non-steroid anti-inflamuar ilaçları, kalsiyum kanal blokerlerini ve bazı anti-aritmik ilaçları kullanmaları zararlı olabilir. Non-steroid anti-inflamuar ilaçlar ağrı kesici olarak kullanılmaktadır. Bu grup ilaçlar aspirin, ibuprofen, indometasin, naproksen gibi ajanlardır. Bu ajanları kullanılmanız önerildiğinde mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Diğer bir ilaç grubu kalsiyum kanal blokerleridir. Bu ajanlar kalp ritm bozuklukları, kan basıncı yükseklikleri ve göğüs ağrısı tedavisinde kullanılırlar ancak kalp yetersizliğini kötüleştirebilirler. Bu grup ilaçlar amlodipin, diltiazem, nifedipin ve verapamil gibi ilaçlardır. Kullanmanız zorunlu ise bu grup ilaçlar mutlaka bir kardiyolog tarafından değerlendirilmeli ve kullanımına karar verilmelidir. Ritm problemlerinin düzeltilmesi için kullanılan ilaçlara antiaritmik ilaçlar adı verilmektedir. Bazı anti-aritmik ajanların kalp yetersizliği hastasında kullanılması önerilmez. Bu yüzden eğer ritm probleminiz varsa doktorunuz kalp yetersizliğinde kullanılabilen antiaritmik ilaçları reçeteleyecektir.

  • KALP YETERSİZLİĞİNİN SEYRİ

Kalp yetersizliği zaman içinde kötüleşme eğilimi gösteren kronik bir durumdur. Olguların büyük bölümünde olduğu gibi ömür boyu devam eder. Ancak olguların çok az bir bölümünde gelip geçici bir tablo şeklinde klinik seyir izler. Kalp yetersizliğinin gelişimi ve ilerlemesi nedene bağlı olarak kişiden kişiye değişiklik gösterir. Kronik kalp yetersizliğinde aylar ve yıllar içinde kalp performansında azalma giderek ilerler ve kalp boşluklarında genişleme (kalp büyümesi) giderek artar.  Söz konusu süreç içinde zaman zaman klinik tabloda kötüleşme ve hastaneye yatarak tedavi ihtiyacı ortaya çıkar. Kalp yetersizliği tedavisinde doktor tarafından reçetelenen ve ömür boyu kullanılması gereken ilaçlar, kalp yetersizliğinin zaman içinde ilerlemesini, klinik tablonun kötüleşmesini, kalp boşluklarının genişlemesini ve kalp performansının azalmasını engeller veya yavaşlatır, kalp yetersizliğine bağlı gelişen ölümlerin önüne geçer.

  • BERABER BULUNAN DİĞER HASTALIKLARI KONTROL ALTINDA TUTMAK

Kalp yetersizliği kronik hastalık olarak dikkat çeker ve ömür boyu tedavi gerektirir. Kalp yetersizliğine ilave birçok kronik hastalık aynı hastada beraber olabilir (örneğin hipertansiyon, kalp ritm bozuklukları, akciğer hastalıkları, böbrek fonksiyon bozuklukları, şeker hastalığı, guvatr, kansızlık, romatizmal hastalıklar gibi). Bu durumlar, kalp yetersizliğini tedavi etmek için verilen önerilere ek olarak farklı ilaç alımı ve yaşam biçimini değiştirme zorunluluğunu beraberinde getirebilir. Diğer hastalıkların olabildiğince kontrol altında tutulması kalp yetersizliğinin kontrolde kalmasını sağlamak açısından önemlidir. Birkaç hastalığı birden tedavi etmek güç olabilir. Bu nedenle gerektiğinde her bir kronik hastalığın takip ve kontrolü için ayrı bir uzman hekimin takibinde olmak gerekebilir.

  • OPERASYON VE GİRİŞİMLER

Kalp yetersizliği nedeni olan veya kalp yetersizliği kliniğini kötüleştiren ve operasyon ile düzeltildiğinde kalp yetersizliğini düzeltecek veya belirgin fayda sağlayacak durumlar söz konusu olduğunda operasyon önerilebilir ve uygulanabilir. Yapılacak operasyon kalp yetersizliğini tamamen düzeltmese de, ameliyatın getireceği yarar sadece cerrahiye bağlı oluşabilecek muhtemel risklerden fazla ise yarar sağlayacaktır. Kalp yetersizliğini düzeltmeye veya azaltmaya yönelik en sık yapılan operasyon ve girişimsel işlemler koroner arter bypass operasyonu, kapakçık onarım ve değiştirme ameliyatı, kalp transplantasyonu (kalp nakli), kalp damarlarındaki tıkanıklık ve darlıklara balon uygulanması, stent uygulanması, seçilmiş hastalarda kalp performansını arttırmaya yönelik kalıcı kalp pili konulmasıdır. Mevcut tıbbi olanak ve gelişmeler sayesinde bu operasyon ve girişimsel işlemler geniş ölçüde yapılabilmektedir.

  • KALP TRANSPLANTASYONU (KALP NAKLİ)

Ciddi kalp yetersizliğinde, tüm tedavi seçenekleri artık etkisiz kalıyor ve kalp organların beslenmesini sürdüremeyecek derecede pompa performansını yitirdiyse kalp transplantasyonu operasyonu gündeme gelir. Kalp transplantasyonu, kalp yetersizliği tedavisinde en son seçenektir. Bunun için hem kalp yetersizliği bulunan kişinin bu ameliyata uygun bir aday olması hem de verici kalbinin de nakledilecek kişi için uygun şartları taşıması gerekmektedir. Kısıtlı verici sayısından dolayı uygun kalp bulunması için aylar veya yıllarca beklemek zorunda kalınabilir. Kalp transplantasyonu geleneksel tedavilerle kıyaslandığında hayatı uzatabilir ve yaşam kalitesini arttırabilir.

  • KALICI KALP PİLİ VE ŞOKLAMA CİHAZLARI

Kalıcı kalp pili başlıca 2 amaçla kullanılır. Kalp ritminin yavaşlaması, kalp atımı için gerekli elektriksel aktiviteyi zaman zaman kısa süreli çıkaramaması veya baş dönmesi, göz kararması, bayılmaya neden olan kalp içi elektriksel blokların bulunması, kalıcı kalp pili uygulama amaçlarından birini oluşturur.   Orta veya ileri derecede kalp yetersizliği bulunan olgularda, kalp duvarları ve kalp boşlukları eşzamanlı kasılamıyor ise eş zamanlı kasılmayı sağlayan kalıcı kalp pili uygulaması ise diğer kullanım şeklini oluşturmaktadır ( biventriküler kalp pili). Biventriküler kalıcı kalp pili uygulaması her kalp yetersizliği bulunan hastada fayda sağlamaz. Ancak sadece yarar sağlayacağı hastalara kullanılabilir. Hangi hastanın bu tip kalp pillerinden yarar göreceğini hekimler belirleyebilir. Kalıcı kalp pili uygulamalarına ilave olarak, hayatı tehdit eden veya ölüme neden olabilecek ciddi ritm bozukluğu atakları görülen olgularda, kalıcı kalp pili özelliklerini de taşıyan fakat aynı zamanda elektriksel şoklama yaparak ritm bozukluklarını düzeltme yeteneğine sahip şoklama cihazları ihtiyaç duyulan olgulara uygulanmaktadır. Sözkonusu kalp pili ve şoklama cihazları sol ya da sağ omuz altı bölgeye, bölgesel uyuşturma anestezisi uygulamasıyla yerleştirilir. Birkaç günlük hastanede yatış döneminden sonra hasta taburcu edilebilir. 6 aylık cihaz kontrolleriyle hastalar takipte kalır. Bu cihazların konulması, diyet ve ilaç tedavisinin kaldırılabileceği anlamını taşımaz. Mutlaka önerilen diyet ve ilaç tedavisine devam edilmelidir. İlave ilaç ve doz değişikliklerine de hazırlıklı olunmalıdır.

EK BİLGİLER

Kan Basıncı ve Nabız Ölçümü
Kan basıncı ve nabız takibi hastalığın seyri ve ilaçların etkilerinin kontrolü için önemlidir. Bunun için aynen vücut ağırlığının takibinde olduğu gibi bir çizelge oluşturularak günlük ve mümkünse günde birkaç kez yapılacak ölçümlerin kaydedilmesi önerilir. Günümüzde kullanılan otomatik tansiyon ölçüm cihazlarının pek çoğu hem kan basıncı hem de nabız sayısını verebilmektedir. Eğer nabız sayısını vermeyen bir tansiyon ölçüm cihazı varsa bunu hastanın kendisi sağ elin 2-3 parmağını sol elin bilek kısmındaki atardamar üzerine yerleştirerek ve 1 dakika boyunca parmağa gelen vuruları sayarak yapması ya da 30 saniye sayım yapıp bunu 2 ile çarparak yapması mümkündür. Hem kan basıncı ölçümü hem de nabız sayısı ölçümü için 5-10 dakika dinlendikten sonra oturur pozisyonda sakin bir durumda yapılması gerçek değerleri yansıtma açısından önemlidir. Normalde kan basıncının büyük tansiyon için 140’ın, küçük tansiyon için 90’ın altında olması, nabız sayısınında dakikada 60-100 atım (ideali dakikada 60-80) arasında olması beklenmelidir. Çok daha fazla ya da çok daha az değerler bir sorun olabileceğine işaret eder.

Sağlığınızla İlgilenebilecek Kişiler
Sağlığınızla yakından ilgilenebilecek kişiler öncelikle kendiniz ve aynı evde yaşadığınız kişilerdir. Kalp yetersizliğine ilişkin yakınma ve belirtilerin takip edilmesi, diyet, egzersiz, vücut ağırlığı takibi, kan basıncı ve nabız takibi, ilaçların düzenli ve zamanında kullanımı, düzenli hastane ziyaretleri ile en fazla hastaya yardımcı olabilecek kişi hastanın kendisidir. Hastanın birlikte yaşadığı kişilerin hastayı önerilen yaşama biçimine uyması konusunda motive etmesi, hastaya destek olması, zaman zaman ilaçlarını düzenli alıp almadığını kontrol etmesi, hastanın fark etmediği kalp yetersizliğine ilişkin belirti ve bulguları takip etmesi, beklenmedik acil durumlarda yapılabilecekleri öğrenip gerektiğinde uygulaması önemlidir.
Bunun dışında, sağlığınızla ilgili sorun yaşadığınızda genelde müracaat etmeniz gereken hekim pratisyen hekimdir (aile hekimi). Aile hekimi sizin tüm sağlık sorunlarınızla ilgilenebilecek ve soru, tavsiye almak için başvurulacak ilk hekimdir. Pratisyen hekim sağlık durumunuza göre gerekirse sizi üst merkezlere sevk edecektir.
Kalp yetersizliği hastasının uzman doktoru kardiyologdur. Kalp yetersizliğinin tanısı, tedavisi ve takibini kardiyoloji uzmanı yönlendirmelidir. Kalp yetersizliği konusunda bilgi ve deneyim sahibi hemşireler, bu hastaların bakımında, tedavi düzeninin sağlanmasında, eğitim ve danışmanlık hizmetinin verilmesinde iletişim kurulabilecek kişilerdir. Diyetisyenler, kalp yetersizliğinin tedavisi açısından diyetin nasıl düzenlenebileceği, su ve tuz kısıtlaması, tüketilmesi önerilen katı ve sıvı gıdaları, miktarlarını ve tüketim şekillerini, günlük alınacak gıdalarda bulunması gereken protein, karbonhidrat, yağ oranları, öğünlerde alınması gerekli miktarları, sağlıklı vücut ağırlığınızı sürdürebilmeniz açısından yapılacakları, size uygun diyetin ayarını saptayabilirler. İleri yaştaki olgularda, yaşlanmayla ortaya çıkan sorunlar söz konusu ise geriatrist’e yönlendirilmesi, yaşlanmayla ilgili sorunların çözümlenmesi açısından uygun olacaktır. Fizik tedavi ve iş yeri hekimleri, hastane yatışı veya ameliyat sonrası uzun süre hareket kısıtlılığı dönemi geçirmiş olguların daha çabuk toparlaması, günlük rutin aktiviteleri kısa süre içinde yapabilecek duruma gelmeleri ve önceki performanslarına dönebilmeleri için gerekli fizik egzersiz programlarını hazırlayabilirler. Psikolog, kalp yetersizliği sonucu oluşan emosyonel stres, anksiyete, depresyon ve diğer psikolojik problemlerle baş etmek için hasta ve hasta yakınlarına yardım edebilir

ÇOĞU HASTADA KALP YETERSİZLİĞİ YAKINMALARI KONTROL ALTINA ALINABİLİR. SİZE DÜŞEN;

  • Doktorunuzun reçetelediği tüm ilaçları düzgün ve zamanında kullanın
  • Tuz tüketiminizi azaltın
  • Sigara içmeyin
  • Fiziksel aktivitenizi sürdürün
  • Kilolu iseniz kilo verin
  • Alkol alımınızı kısıtlayın
  • Günlük kilo takibi yapın
  • Ödem açısından dikkatli olun