Koroner Kalp Hastalığından Korunma ve Tedaviye İlişkin Ulusal Kılavuz

GİRİŞ

Koroner kalp hastalığı, tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de erişkinlerde başta gelen mortalite ve morbidite nedenidir.

Koroner kalp hastalığına (KKH) meylettiren risk faktörleri bakımından Türk halkının günümüzdeki durumu şöyle nitelenebilir:

Genelde kolesterol düzeyi nisbeten düşük olmakla birlikte, 6 milyon Türk sınırda yüksek kolesterol (200-239 mg/dl) düzeyine, 2 milyon kişi ise yüksek kolesterol (³ 240 mg/dl) düzeyine sahiptir. Halkın HDL-kolesterol seviyesi düşük, trigliseridleri yüksektir. Erkeği aşırı sigara içen, kadını 40 yaşından sonra şişman ve diyabete eğilimli, hipertansiyon sıklığı yüksek, fizik aktivite alışkanlığı eksik bir toplum.

Sigara tüketiminin de önemli bir sorun olduğu ülkemizde, sağlıksız yeme alışkanlığının gelişmesi nedeni ile total kolesterol değerlerinin, ileri yıllarda giderek yükselmesi beklenir. Fizik aktivite azalıp, vücut kitle indeksi arttıkça, total kolesterol değerlerindeki artmayla birlikte, trigliserid düzeyleri artmakta ve sigaranın da katkısı ile HDL düzeylerinde önemli ölçüde düşme meydana gelmektedir. Vücut kitle indeksine paralel olarak, hipertansiyon, hiperinsülinizm ve tip II diabetes mellitus görülme sıklığı artmaktadır. Bütün bunlar gözönüne alındığında, ülkemizde koroner kalp hastalığından primer korunmada aşağıda belirtilen noktalar çok önemlidir.

1- Halen toplumumuzda çok yaygın olan sigara kullanımının yoğun halk eğitimi ve caydırıcı politikalarla azaltılması, hem HDL seviyesini yükseltmek, hem de önemli bir risk faktörünü ortadan kaldırmak açısından önemlidir.
2- Toplumda, sağlıklı bir diyetin belirlenmesi ve daha az hayvani yağ, daha az kırmızı et ve daha fazla sebze-meyve içeren bir beslenme alışkanlığının kazanılması, lipid profilini olumlu yönde etkileyecektir.
3- Her yaşta fizik aktivitenin arttırılması ve spor yapılmasının desteklenmesi, ideal kiloya ulaşma ve HDL seviyesini yükseltme açısından önemli olacaktır.
4- Halk eğitimi ve kişilerin kendi lipid ve kan basıncı değerlerini bilmeleri ve belirli aralıklarla kontrol ettirmeleri, ileri yaşlardaki hiperlipidemi ve hipertansiyonun kontrolüne olanak sağlayacaktır.
5- Toplumda yüksek risk altında olan kişilerin saptanması ve bunların yoğun bir şekilde tedavisi KKH sıklığının azalmasını sağlayacaktır.

Hekime Düşen Görev

KKH’dan korunmada, hekimler her ne kadar geleneksel olarak yüksek risk stratejisi ve ikincil korunmaya ilişkin bireysel bakım için deneyimli iseler de, onalrın rolü, topluma yönelik koruyucu anlamda yaklaşım v eeğitim için de hayatidir. Tıp ve sağlık bakımı alanlarında eksper ve önderler olarak hekimler, sağlık geliştirici politikalar üzerinde olumlu etki yapabilirler. Hastaları ve aile bireyleri ile iletişim yoluyla, sağlıklı kişisel örnek olmanın dışında, hekimlerin kamuoyu uyanıklığını arttırmada ve sağlık konularında tutum ve davranışları değiştirmede oynayacakları önemli rolleri vardır. Bu noktalar gözönünde bulundurularak aşağıdaki öneriler hazırlanmıştır.