Türk Kardiyoloji Derneği Ulusal Hipertansiyon Tedavi ve Takip
Kılavuzu
Kılavuz Özeti
Bu özet rehber Türk Kardiyoloji Derneği Hipertansiyon
Çalışma Grubu’nun oluşturduğu uzmanlar kurulu tarafından hazırlanmış olan
“Ulusal Hipertansiyon Tedavi ve Takip Kılavuzu”nun klinik pratik için önemli
bölümlerini içermektedir.
Yüksek kan basıncının düşürülmesinin yararları, yapılan
çok merkezli, randomize, çift kör, büyük klinik çalışmalar tarafından ortaya
konmuştur. Kan basıncındaki küçük düşmelerin dahi morbidite ve mortaliteyi
dramatik şekilde azalttığı tesbit edilmiştir (Tablo 1).
Tablo 1. |
- Diüretik ve betablokerlerle yapılan randomize
çalışmalarda, diyastolik kan basıncının 5-6 mmHg düşürülmesi 5 yıl
içinde
- İnme riskinde %38
- Koroner kalp hastalığı riskinde %16 azalma sağlamıştır.
|
Hipertansiyon tedavisinde kullanılabilecek çeşitli
gruptan birçok ilaç bulunmasına rağmen, hastaların büyük çoğunluğunda kontrol
altına alınamadığı da bir gerçektir (Tablo 2).
Tablo 2. |
Yarılar
Kuralı
- Hipertansiflerin yaklaşık yarısı, hastalıklarının farkındadırlar.
- Tanı konulanların yaklaşık yarısı tedavi görmektedir.
- Tedavi görenlerin de yaklaşık yarısında kan basıncı kontrol altına
alınabilmektedir.
|
Bazı ülkelerde kan basıncı kontrol altına
alınabilen hastaların çok düşük (%6) olduğu da bilinmektedir. Bu da mevcut tedavi
yöntemlerinin yetersiz olduğunu, kan basınçları yeterince kontrol altına alınamayan
hastaların hipertansiyonun her türlü morbidite ve mortalite riskine maruz kalmaya devam
ettiklerini göstermektedir. Bu kılavuz hipertansiyon tedavisini başarılı kılmak
için gerekli güncel önerileri içermektedir.
Toplumda hipertansiyon prevalansı genel olarak %15 ile %30
arasında değişmektedir. Çok daha yüksek (%40) veya çok daha düşük (%7) olan
toplumlar da vardır. Halen dünyada 600 milyon, ülkemizde de 5 milyon erkek ve 6 milyon
kadın olmak üzere, 11 milyon hipertansiyon hastası vardır. Bu nedenle hipertansiyon
büyük bir halk sağlığı problemidir.
Bugün, antihipertansif ilaç almayan bir kişinin sistolik kan
basıncının 140 mmHg, diyastolik kan basıncının da 90 mmHg veya üzerinde bulunması
hipertansiyon olarak tanımlanmaktadır. (Tablo 3)
Tablo
3. 18 yaş ve üstündeki erişkinler için kan basıncı sınıflandırılması |
Kan
Basıncı Derecesi |
Kan
Basıncı (mmHg) |
Sistolik |
|
Diyastolik |
Optimal |
<120 |
ve |
<80 |
Normal |
<130 |
ve |
<85 |
Yüksek-Normal |
130-139 |
veya |
85-89 |
Hipertansiyon |
|
|
|
Evre 1 |
140-159 |
veya |
90-99 |
Evre 2 |
160-179 |
veya |
100-109 |
Evre 3 |
>180 |
veya |
>110 |
İzole sistolik hipertansiyon |
>140 |
|
<90 |
İzole sistolik hipertansiyon
(sınırda) |
140-149 |
|
<90 |
Yüksek kan basıncını tesbit ve tedavi etmenin
amacı, kardiyovasküler hastalığı ve ilişkili olarak mortaliteyi azaltmaktır.
Kardiyovasküler hastalık için risk sadece kan basıncı düzeyi değil, aynı zamanda
hedef organ tutulumu ve risk faktörlerinin varlığı ve yokluğu ile ilişkilidir.
(Tablo 4 ve 5).
Tablo 4.
Kan basıncı yüksekliği ile risk grupları. |
Kan
basıncının derecesi (mmHg) |
Risk
grubu A Risk faktörleri yok HOH/KKH yok |
Risk
grubu B Diyabet hariç en az bir risk faktörü var HOH/KKH yok |
Risk
grubu C HOH/KKH, ve/veya DM var (diğer risk faktörleri var veya yok) |
Yüksek-normal
(130-139/85-89) |
Non-farmakolojik
tedavi |
Non-farmokolojik
tedavi |
İlaç
tedavisi© |
Evre 1
(140-159/90-99) |
Non-farmakolojik
tedavi(12 aya kadar) |
Non-farmakolojik
tedavi(6 aya kadar) |
İlaç
tedavisi |
Evre 2
ve 3 |
İlaç
tedavisi |
İlaç
tedavisi |
İlaç
tedavisi |
© : Kalp
yetersizliği, böbrek yetersizliği veya diyabet’i olanlar.
HOH : Hedef organ hasarı
KKH : Klinik kardiyovasküler hastalık
DM : Diabetes mellitus |
Tablo 5. Prognozu etkileyen
faktörler |
Risk
Faktörleri |
Hedef
Organ Hasarı |
Birlikte
Bulunan Klinik Durumlar |
1. Risk sınıflaması için
kullanılanlar
- Sistolik ve diyastolik kan basıncı seviyeleri (Evre I-III)
- Erkek > 55 yaş
- Kadın >65 yaş
- Sigara içme
- T. Kolesterol > 250 mg/dl
- Diabetes mellitus
- Ailede erken kalp hastalığı öyküsü
2. Prognozu kötü etkileyen diğer faktörler
- Düşük HDL- kolesterol
- Yüksek LDL- kolesterol
- Mikroalbüminüri
- Bozuk glukoz toleransı
- Şişmanlık
- Sedanter yaşam
- Yüksek fibrinojen
- Yüksek sosyoekonomik grup
- Yüksek riskli etnik grup
- Yüksek riskli coğrafi bölge
|
- Sol ventrikül hipertrofisi
- Proteinüri ve/veya hafif kreatinin yüksekliği (1.2-2.0 mg/dl)
- Ultrasonografik veya radyolojik olarak aterosklerotik plak görülmesi (karotis, iliak
ve femoral arterler, aort)
- Retinal arterlerin jeneralize veya fokal daralması
|
Serebrovasküler hastalık
- İskemik inme
- Beyin kanaması
- Geçici iskemik atak
Kalp hastalığı
- Miyokard infarktüsü
- Angina pektoris
- Koroner revaskülarizasyon
- Konjestif kalp yetersizliği
Böbrek hastalığı
- Diyabetik nefropati
- Böbrek yetersizliği (kreatinin > 2.0 mg/dl) Damar hastalığı
- Disekan anevrizma
- Klodikasyo intermitans
İleri derecede hipertansif retinopati
- Kanamalar veya eksüdalar
- Papilla ödemi
|
Bütün hipertansif hastalarda dikkatli bir anamnez
alınmalı, fizik muayeneleri tam yapılmalı ve birlikte bulunan risk faktörleri
değerlendirilmelidir. Ayrıca hipertansiyonun etyolojisi ve hedef organ hasarı
bakımından gerekli olan incelemeler yapılmalıdır.
Hipertansiyon tedavisinde ilaç tedavisine ek olarak veya tek
başına nonfarmakolojik önlemlerin önemli bir yeri vardır. Bu önlemler bir çok defa
ilaç tedavisi gerekliliğini ortadan kaldırabilir veya kullanılan ilaç dozunu
azaltmaya yardımı olabilir.
Nonfarmakolojik tedavi önlemlerinin başlıcaları: sigara
içiminin bırakılması, zayıflatma, tuz kısıtlaması, besinlerle yeterli potasyum,
kalsiyum ve magnezyum alınması, doymuş yağlardan kaçınılması, alkol
kısıtlaması, fizik aktivitenin arttırılması ve streslerin azaltılması olarak
sıralanabilir. Antihipertansif tedavide bu önlemlerin önemi ve yeri Tablo 6’da
gösterilmiştir.
Hipertansiyonda ilaç tedavisine başlarken hem sistolik hem de
diyastolik kan basıncı düzeyleri dikkate alınmalıdır. Kan basıncı düzeyleri
yanında risk faktörleri ve organ hasarları da gözönünde bulundurularak ilaç seçimi
yapılmalıdır (Tablo 6).
Tablo 6. Yaşam tarzı
düzenlemesinden ilaç tedavisine geçişte kan basıncı takibi |
Hasta
grubu |
İlk
yaklaşım |
Takip
süresi |
Kan
basıncı |
Öneri |
Yüksek normal kan basıncı
(SKB: 130-139 ya da DKB: 85-89 mmHg) |
Yaşam tarzı düzenlemesi |
12 ay |
SKB<140 yada DKB<90
mmHg SKB>139 yada DKB>89 mmHg |
Takibe devam ediniz. Hafif hipertansiyon olarak değerlendiriniz. |
Hafif (Evre 1) hipertansiyon
(SKB: 140-159 ya da DKB: 90-99 mmHg), risk düşük |
Yaşam tarzı düzenlemesi |
6-12 ay |
SKB<150 yada DKB<95
mmHg SKB>149 yada DKB>94 mmHg |
Takibe devam ediniz. İlaç tedavisine başlayınız. |
Hafif (Evre 1) hipertansiyon
(SKB: 140-159 ya da DKB: 90-99 mmHg), risk yüksek |
Yaşam tarzı düzenlemesi |
3-6 ay |
SKB<140 yada DKB<90
mmHg SKB>139 yada DKB>89 mmHg |
Takibe devam ediniz. İlaç tedavisine başlayınız. |
İlk antihipertansif ilaç seçiminde
kullanılabilecek ilaç grupları aşağıda sıralanmıştır:
- Diüretikler
- Betablokerler
- ACE inhibitörleri
- Kalsiyum antagonistleri
- Alfa blokerler
- Angiotensin II reseptör blokerleri
JNC-VI 1997, WHO-ISH 1999 ve BHS 1999 hipertansiyon kılavuzlarında
belirtildiği gibi her hastaya göre bireyselleştirilmiş tedavi prensiplerinin
uygulanması gerektiği vurgulanmaktadır. Yan etki, kontrendikasyon ve birlikte bulunan
hastalıklar veya organ hasarları varlığında ve dirençli hipertansiyon olgularında
bu sayılan ilaç grupları yerine veya kombine olarak merkezi etkili sempatikolitikler
(imidazolin reseptör agonistleri, clonidin, metildopa vs) ve periferik etkili
sempatolitikler (reserpin, debrisoquin vs) kullanılabilir.
İlaç tedavisinin prensipleri aşağıda özetlenmiştir.
- Tedaviye en düşük dozda başlanmalı, hastanın toleransına göre
ilaç dozu yeterli kan basıncı sağlanıncaya kadar arttırılmalıdır.
- Yan etkileri azaltmak ve hipotanstif etkiyi arttırmak için uygun
ilaç kombinasyonları kullanılmalıdır. Bu konuda sabit düşük doz ilaç
kombinasyonlarından yararlanılabilir.
- İlk ilaca yeterli yanıt alınamaması veya yan etkiler nedeniyle
kullanım zorluğu halinde dozu arttırma yerine başka bir ilaç grubundan seçim
yapılmalı veya ikili ilaç kombinasyonu tercih edilmelidir. Kan basıncı kontrolunu
sağlamak için üçlü veya dörtlü ilaç kombinasyonu gerektiğinde bunlardan birisinin
mutlaka diüretik olması gerektiği hatırda tutulmalıdır.
- Hasta uyumunu arttırmak, kan basıncı değişikliğini azaltmak ve
24 saatlik kan basıncı kontrolünü sağlamak amacıyla uzun etkili, günde bir kez
verilebilen ilaçlar tercih edilmelidir. Bilindiği gibi, kan basıncının 24 saat
kontrol altında tutulması hedef organ hastalığına oluşumunu azaltan önemli bir
etkendir.
Evre 1 veya Evre 2 hipertansiyon hastalarnın tedavisinde
yararlanılabilecek bir algoritm Tablo 7’de verilmiştir.
Tablo 7

Hipertansif bir hastada, tedavinin başlıca hedefi total
kardiyovasküler riskte maksimum azalma sağlamalıdır. Bununla beraber hipertansiyonlu
hastalarda, tedavi ile ulaşılan kan basıncı düzeyi kardiyovasküler riskin en önemli
tayin edici faktörüdür. HOT çalışmasının verileri kan basıncının normale
indirilmesinin değerini doğrulamıştır. Buna göre kan basıncını optimum düzeye
(139/83 mmHg) düşürme major kardiyovasküler olay riskini %30 azaltmıştır. Bu
nedenle yeni kılavuzlar sistolik kan basıncını <130 mmHg ve diyastolik kan
basıncını <85 mmHg düzeylerini hedef almaktadırlar. Yaşlılar için bu hedef
<140/<90 mmHg olarak bildirilmiştir.
Diyabet ve hipertansiyon
- Diyabetle hipertansiyonun birlikte bulunmasına sık rastlanır. Bu
birliktelik kardiyovasküler hastalık bakımından çok önemli bir risk oluşturur.
- Diyabetik hastalarda hipertansiyonun varlığı böbreklerde
glomerüler fonksiyonun gittikçe bozulmasına yolaçar, antihipertansif tedavi bu
glomerüler disfonksiyonu yavaşlatabilir.
- Diyabetin varlığında antihipertansif tedavinin hedefi kan
basıncı düzeyini 130/85 mmHg’nin altına düşürmek olmalıdır.
- Bu hastalarda ilk tercih ACE inhibitörleridir.
Yaşlılarda hipertansiyon
- Yaşlılarda izole sistolik hipertansiyon dahil hipertansiyon
%60’ın üstündedir. Bu hastalar kalp yetersizliği ve bunama dahil kardiyovasküler
komplikasyonlar bakımından yüksek risk altındadır.
- Yaşlı hasta grubunda diğer bazı hastalıkların da birlikte
bulunabileceği bu nedenle başka ilaçların da kullanılmakta olduğu göz önünde
bulundurulmalı ve ilaç etkileşimlerinden sakınılmalıdır.
- Yaşlılarda ilk tercih edilecek antihipertansif düşük doz
tiyazidlerdir. Yan etki veya kontendikasyon nedeniyle bu grup ilaçlar kullanılamazsa
uzun etkili dihidropridin kalsiyum antagonistleri kullanılabilir.
- Ortostatik hipotansiyon bakımından hastalar takip edilmelidir.
Gebelik ve hipertansiyon
- Gebelikte, kan basıncı’nın >140/90 mmHg’nın üstünde
olması hipertansiyon olarak tanımlanır. Ayrıca gebelikten önceki veya ilk üç aylık
gebelik dönemine göre sistolik kan basıncının >25 mmHg ve diyastolik kan
basıncının 15 mmHg yüksek olması hipertansiyon olarak kabul edilir. Gebelikte
hipertansiyon ilk defa ortaya çıkabilir (preeklampsi) veya gebelik öncesi mevcut bir
hipertansiyonun devamı olabilir.
- Gebelik sırasında hipertansiyonda tercih edilebilecek ilaçlar beta
blokerler (özellikle oxyprenolol, pindolol ve labetolol), metildopa, prazosin,
hidralazin, nifedipin ve isradipin’dir.
- ACE inhibitörleri ve angiotensin II antagonistleri gebelikte
kontrendikedirler.
- o Preeklampsi ve eklampside hemokonsantrasyonun varlığı nedeniyle,
diüretiklerin kullanımından kaçınılmalıdır.
Hipertansiyon ve kalp yetersizliği
- Kalbin sistolik boşalması normal olmasına karşın, diyastolün
kısalması ve doluş basınçlarının yükselmesi diyastolik disfonksiyon veya
diyastolik yetersizlik diye bilinir.
- Sistolik ve diyastolik kalp yetersizliği bulunan hipertansif
hastalarda hastanın hemodinamik ve renal fonksiyonları yakından izlemek kaydıyla
tercih edilecek antihipertansifler diüretikler, ACE inhibitörleri, ACE inhibitörü
kullanılamadığı takdirde angiotensin reseptör antagonistleridir.
Hipertansiyon tedavisi gören ve kan basıncı kontrol altına
alınan hastaların takip sıklığı, kan basıncının yüksekliğine,
değişkenliğine, kullanılan tedavi rejimine ve hasta uyumuna göre farklılıklar
gösterir. Çok defa başlangıçta daha sık olmak üzere, daha sonra 3-6 ayda bir
kontrol uygundur.
|