İnfektif endokarditten Korunma Kılavuzu

İnfektif endokarditten korunmayı gerektiren durumlar

Bakteriyemi oluşturan işlemlere karşı antibiyotik profilaksisi yapılara, kardiyak defektli hastalarda endokarditin önlenebileceğini kesin olarak gösteren randomize ve kontrollü çalışmalar yoktur. Dahası endokarditlerin çoğu girişimsel işlemlere bağlanamaz. Gerçekten de altta yatan kalp hastalığına bağlı olarak infektif endokardit gelişmesi olasılığı birçok işlemi izleyerek oldukça düşüktür. Ancak bazı kalp hastalarında diğerlerine göre endokardit gelişme riskinin yüksek olduğu bilinmektedir. Ek olarak gelişen endokarditin ağırlığı ve morbiditesi de farklıdır.

Bu nedenle infektif endokardit profilaksisi yapılacak olgular yüksek ve düşük riskli olarak gruplandırılabilir (Tablo 2).

Tablo 2: İnfektif endokardit profilaksisi önerileri

Yüksek riskli olgular

Endokardit gelişmesinde yüksek derece risk grubunu yapay kalp hastalıkları, endokardit geçirmiş olgular, kompleks siyanotik konjenital kalp hastalıkları, cerrahi olarak uygulanan sistemik şantlar ve pulmoner şantlar oluşturur. Bu olgularda gelişen infektif endokarditin mortalite ve morbiditesi yüksektir. Bu nedenle infektif endokarditten korunmada antibiyotik uygulamaları farklılık göstermektedir.

Orta riskli olgular

Bazı yapısal kalp hastalıkları infektif endokardit gelişmesi için orta derecede risk taşırlar. Orta derecede risk taşıyan doğumsal kalp hastalıkları arasında; Patent duktus arteriyozis, Ventriküler septal defekt, Primum tipi atriyal septal defekt, Aort koarktasyonu, biküspit aort sayılabilir. Ayrıca edinsel kapak hastalıkları (Romatizmal kapak hastalıkları, Kollajen doku hastalıklarına bağlı kapak hastalıkları) ve hipertrofik kardiyomiyopati olguları da orta derecede riskli olgulardır. Hipertrofik kardiyomiyopatili hastalarda kapak tutulumu varsa risk daha da yüksektir.

Mitral kapak prolapsusu için profilaksi tartışmalıdır. Bu nedenle profilaksi öncesi Prolapsus’un çok iyi tanımlanması gerekmektedir. Mitral yetmezliği olmayan olgularda endokardit riski normal olgulardan yüksek değildir. Bu nedenle mitral yetmezliği olmayan prolapsus olgularında profilaksi gerekmez. Normal mitral kapak olgularında, Doppler ile saptanan minimal mitral yetmezliği olan olgularda da profilaksi gerekmez. Prolapsus olgularında midsistolik klick, sistolik üfürüm ya da Doppler ile mitral yetmezlik saptanırsa profilaksi yapılmalıdır. Miksamatöz dejenerasyona bağlı prolapsus olgularında mitral yetmezlik varsa profilaksi yapılmalıdır. Ayrıca 45 yaş üzeri erkek olgularda endokardit riski yüksektir. Bu olgularda istirahatte mitral yetmezliği olmasa bile profilaksi yapılmalıdır. Prolapsus, kapak kalınlaşması ile birlikteyse (5 mm) profilaksi yapılmalıdır.