TKD YAYINLARI

"KOLESTEROL İLAÇLARI KULLANILMAMALI" YÖNÜNDEKİ AÇIKLAMALAR HALK SAĞLIĞINI VE CAN GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDİYOR

tkd.org.tr


Değerli Üyemiz,

Bilimsel çalışma ve araştırma sonuçlarından haberdar olmayan tıp dünyası içinden ve dışından şöhret peşindeki spekülatörler tarafından ortaya atılan kolesterol tedavisinde kullanılan ilaçlar ve statinlerin halk sağlığını tehdit ettiği iddiaları kamuoyunda büyük bir tedirginliğe yol açtı. Hastalar ilaçlarını bırakarak hayatlarını tehlikeye atmaya başladılar ve çok ciddi bir halk sağlığı, hatta yüksek düzeyde can kaybı tehlikesiyle karşı karşıya kaldık.   

Statin olarak adlandırılan kolesterol ilaçlarının yararsız oldukları ve yan etkileri nedeniyle kullanılmaması yönünde yapılan açıklamaların bilimsellikten uzak olduğunu bildirmek ve sorumsuz kişileri yol açtıkları yaşamsal tehlikeler nedeniyle uyarmak üzere İstanbul'da bir Basın Toplantısı düzenledik. Ardından da çok sayıda televizyon kanalı ile gazete ve dergiye konuyla ilgili açıklamalarda bulunduk.

Buna karşın, insanların kolesterol yüklenmesini savunan başka alanlardan akademisyenler ile üyemiz olan Dr. Canan Efendigil Karatay; kitaplarını yayınlayan Hayy Kitap ve destekçisi-yan kuruluşu olan web portallerinin organize ettiği bir basın toplantısı düzenleyerek toplum sağlığına karşı açtıkları kampanyayı sürdürmeye ve can kayıpları tehlikesini artırmaya devam ettiler.

Uluslar arası bilim çevrelerinin yıllardır yaptıkları araştırmalar ve çalışmalar doğrultusunda tüm dünyada genel kabul gören kolesterol tehdidini kabul eden ve bu tehdide karşı ruhsatlandırdığı ilaçların kullanımına olanak sağlayan Sağlık Bakanlığını ve halk sağlığını pervasızca tehdit ederek uzmanlıklarından başka alanlarda hasta tedavilerinde kaos yaratan sorumsuz hekimler hakkında gereken işlemleri yapmak üzere Türk Tabibleri Birliğini hızla görevlerini yapmaya, sorumluluklarını üstlenip kanıta dayalı tıp ilkelerini hiçe sayanlar hakkında yaptırım uygulamaya davet ediyoruz.

Bu arada, sigortalı hastalardan statin tedavisi verilenlerin tümünün kayıtlarını tutan Sosyal Güvenlik Kurumu'nu da, bu yüksek riskli hastalardan ilaca devam edenler ile yapılan yayınlar etkisiyle statin almaktan vazgeçenlerin karşılaşacakları tıbbi olayları özellikle izlemeye ve dünyanın hiçbir yerinde hiçbir etik kurul tarafından izin verilemeyecek olan bu tür bir Mengele tarzı araştırmanın gönüllüleştirilmiş deneklerinin başlarına gelenleri diğer hastalara ve tıbba yol göstermek üzere mutlaka izleyip sonuç raporlarını yayınlamaya çağırıyoruz.

Basın toplantımızla ilgili geniş bilgiyi web sitemizde görebilirsiniz.

Saygılarımızla.

 

Prof. Dr. Oktay Ergene
Başkan
Prof. Dr. Mehmet Aksoy
Genel Sekreter

KOLESTEROL İLAÇLARI KULLANILMAMALI YÖNÜNDEKİ AÇIKLAMALAR HALK SAĞLIĞINI VE CAN GÜVENLİĞİNİ TEHDİT EDİYOR 

Kolesterol ilaçlarının yararsız olduğu ve kullanılmaması gerektiği yönündeki açıklamaları asılsız olarak değerlendiren Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Oktay Ergene, Bilimsellikten uzak olan bu açıklamalar, kamuoyunda büyük tedirginliğe yol açtı. Kolesterol tedavisini yarım bırakan hastalar oldu dedi 


Türk Kardiyoloji Derneği,  son günlerde Türkiyenin gündemine oturan  Kolesterol ilaçları gerekli mi? yönündeki tartışmalara son noktayı koydu. Statin olarak adlandırılan kolesterol ilaçlarının yararsız oldukları ve yan etkileri nedeniyle kullanılmaması yönünde yapılan açıklamaların bilimsellikten uzak olduğunu söyleyen Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Oktay Ergene, bu asılsız açıklamaların kamuoyunda büyük tedirginliğe neden olduğunu ifade etti. Pek çok hasta, kullanmakta olduğu ilacı kullanıp kullanmayacağı konusunda kafasının karışık olduğunu anlatıyor. Yine birçok hastanın da ilaçlarını ve kolesterol tedavilerini yarım bıraktıklarını biliyoruz dedi. 

HER ÜÇ HASTADAN BİRİNİ TEDAVİ EDİYOR 
Bu açıklamalarla; kan kolesterol seviyeleri ve koroner kalp hastalığı arasındaki kuvvetli, bağımsız ve sürekli bir ilişki görmezden gelinerek halkın yanıltıldığını belirten  Prof. Dr. Ergene şu bilgileri verdi: Tüm kardiyoloji camiasının çok iyi bildigi Framingham çalışmasının 26 yıllık takipli verilerine göre kolesterol değerleri 150-200 mg/dl arasında ise mutlak koroner kalp hastalığı riski yüzde 20dir. Yani beş kişiden biri koroner kalp hastalığına yakalanmaktadır. Eğer kolesterol seviyesi 225 mg/dl ise mutlak koroner kalp hastalığı riski yüzde 40a çıkmaktadır. Kolesterol seviyesi 300 mg/dl ve daha fazla ise, mutlak koroner kalp hastalığı riski yüzde 90dır.  Kötü kolesterol ile 1990lı yılların başından bu yana yapılan tüm çalışmalar, kolesterol düşürücü ilaçlardan olan statinler ile kan kolesterolünün düşürüldüğü ve kalp hastalığı riskinin yüzde 30 oranında azaldığını göstermiştir. Yani statin tedavisi ile nisbi olarak her üç hastadan biri yarar görüyor.

KOLESTEROL İLAÇLARI YAN ETKİLERİ EN AZ OLAN İLAÇLARDANDIR 
Son 20 yılın en önemli  keşiflerinden olan statinlerin koroner kalp hastalığında oynadıkları çok önemli rolün gölgelenemeyeceğini dile getiren Prof. Dr. Ergene, statinlerin bugüne kadar koroner kalp hastalığında ölümü, kalp krizini ve felci engellediği bilinen en etkili tedavilerden bir tanesi olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Ergene sözlerini şöyle sürdürdü: Türk Kardiyoloji Derneğinin yaptığı TEKHARF çalışmasına göre Türkiyede 50-59 yaş aralığında koroner kalp hastalığı görülme olasılığı  yüzde 13tür. Son nüfus sayımına göre Türkiyede bu aralıkta yaklaşık 6,5 milyon insan yaşamaktadır. Bu duruma göre 50-59 yaş aralığında 850 bin kişide koroner kalp hastalığı mevcuttur. Bu da iyi bir kolesterol düşürücü tedavi ile 250 bin kişiyi ölüm, kalp krizi ve felçten koruyabiliriz anlamına geliyor. Bilindiği gibi ilaç olarak kullanılan kimyasal veya organik maddelerin tümünün az veya çok yan etkileri mevcuttur. İşin ilginç yanı kolesterol düşürmede kullandığımız statinler, bugüne kadar bulunan ilaçlar arasında yan etkileri en az olanlardan biridir.

ÖNCE SAĞLIKLI YAŞAM

TKD Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Aksoy ise, Türk Kardiyoloji Derneği olarak önceliğimiz kişilerin hasta olmamalarını sağlamaktır. Kalp damar hastalıklarının önlenmesinde yaşam tarzımız çok önemli bir rol oynuyor, doğru tercih yaptığımız takdirde kalp - damar hastalıklarını yüzde 80 -85 oranında önleyebiliriz. İlaçlar, hastalarımızın sağlıklı yaşam tarzı uygulamalarını hayata geçirmekte başarısız kaldığı durumlarda başvurduğumuz yöntemlerden sadece birisidir. Sağlık konusunda hastaların doğru bilgilere sahip olması sağlıklı bir toplum için büyük önem taşıyor. Derneğimiz de yıllardır bu yönde kampanyalar gerçekleştiriyor dedi.

Şu anda toplumun gündeminde olan, çoğu insan tarafından sorulan ve merak edilen sorular ve cevapları ise toplantıda şöyle verildi:

1-Kolesterol yüksekliği zararlımıdır? Kolesterol kalp damar hastalığı yapar mı?
Kolesterol şeker gibi, kan basıncı gibi vücudumuz için gerekli maddedir. Nasıl vücut için gerekli şeker yükseldiğinde şeker hastalığı, kan basıncı yükseldiğinde hipertansiyon hastalığı ortaya çıkıyorsa bazı genetik bozukluklar ve beslenme alışkanlığından dolayı kolesterol yükseldiğinde de vucudumuzdaki damarlarda bazı enflamatuar süreçleri başlatarak damar sertliğine yol açar.  Kolesterol kalp damar hastalığını oluşturan aterom plağının içinde yer alan ana maddedir. Kalp damar hastalığı çok sayıda risk faktörünün oluşturduğu bir hastalıktır. 60 yıldan beri yapılan çalışmalarda kolesterolün en önemli risk faktörlerinden birisi olduğu gösterilmiştir. Kalp krizlerinin yaklaşık olarak %50si kolesterolden kaynaklanmaktadır. Kalan yarısında diğer risk faktörleri sorumludur. Ne kadar çok risk faktörü varsa hastalık riski o kadar artar.

2-Kolesterol düşürücü tedavi kalp damar hastalıklarından ölümü, kalp krizini, inmeyi azaltır mı? Statinler kullanılmalı mı?
Nasıl ki kalp damar hastalığı çok sayıda risk faktöründen oluşuyorsa tedavisi de çok sayıdaki risk faktörünün düzeltilmesiyle olur. Hem egzersiz ve uygun diyet yapılmalı, hem kan basıncı ve şeker düzenlenmeli hem de kolesterol düşürücü tedavi yapılmalıdır. Kolesterol tedavisi kalp hastalığı tedavisinin ana öğelerinden biridir.

Kolesterol tedavisinin ana ilacı statinlerdir. Statinlerin kolesterolü düşürerek kalp hastalığı olmayan kişilerde kalp hastalığı gelişme riskini azalttığı, kalp hastalığı olanlarda ise ölümü, kalp krizi ve inmeyi önlediği çok sayıda klinik çalışmayla gösterilmiştir. Ayrıca aterom plağını %10 civarında geriletmektedir. Statin tedavisi Avrupa, Amerika, dünyadaki tüm kılavuzlarda sınıf I, kanıt düzeyi A tedavi olarak geçer. Bu şu demektir: Statin tedavisinin kalp damar hastalıklarından ölümü, kalp krizini, inmeyi azalttığı çok sayıda randomize klinik çalışmayla kanıtlanmıştır. Endikasyonu olan tüm hastalara verilmelidir. Verilmemesi bir suçtur. Statin tedavisi kardiyovasküler olayları %25 ile %45 arasında  azaltmaktadır. Bugün tartışılan ve araştırılan konu artık statin değil, statinin önleyemediği kalan olayların nasıl azaltılacağıdır.   

3-Kolesterol düşürücü ilaçların, statinlerin yan etkileri var mı? Neler?
Statinler bugüne kadar yüz binlerle ifade edilen insan üzerinde en çok araştırmanın yapıldığı ilaçlardır. Yine milyonlarca insan tarafından 20 yıldır kullanılmaktadır. Dolayısıyla yan etkileri iyi bilinen ilaçlardır. En önemli iki yan etkisi rabdomiyoliz dediğimiz böbrek yetmezliğiyle birlikte kas harabiyeti gelişmesi, sıklığı 1/10 mliyon reçetede (veya %0.007)  , diğeri karaciğer yetmezliğidir, sıklığı 0.5-1/100 bin hasta yılı . Bunun dışında kas ağrıları, karaciğer enzim yükselmesi gibi yan etkileri görülebilir. Yan etkileri ilaç kesildiğinde 3 ay içinde düzelir. Düzenli hekim kontrolünde kullanıldığında son derece güvenli ilaçlardır. Herkes tarafından rahatlıkla kullanılan aspirine göre daha güvenli ilaçlardır.

4-Kolesterol ilaçları statinler ilaç firmalarının bir dayatması mı? İlaç firmaları tarafından yapılan araştırmalara ne kadar güvenelim?
Bir molekül bir ilaç haline gelirken önce laboratuar deneyleri, sonra hayvan deneyleri, sonra gönüllü insanlar üzerinde deneylerden geçer. Etkili ve güvenli bulunursa en son çok sayıda gönüllü insan üzerinde randomize klinik çalışma yapılır. Yine etkin ve güvenli bulunursa tedavi endikasyonu alır. Bu şekilde araştırmaya başlanan 100 molekülden ancak bir tanesi ilaç haline gelebilmektedir. Araştırma süresi 10-15 yılı bulmakta ve milyonlarca dolar harcamalar yapılmaktadır. Bu araştırmalar ilaç firmaları tarafından yapılmakta ve sonucunda bir ilaç ortaya çıkarsa  ilaç endüstrisinin bundan kar beklentisi olmaktadır.

Önemli olan çalışmaların güvenliğidir. Bu çalışmalar etik kurullar, bağımsız denetim kurulları ve Amerika Birleşik Devletlerinde FDA, Avrupada EMA  gibi kurumlar tarafından titizlikle denetlenmektedir. Firma rekabetinin yoğun olduğu bu alanda bugüne kadar yapılan çalışmalarda güvenlik konusunda şüpheler olması halinde ilgili firmalar uyarılmakta ve gerekli önlemler alınmaktadır. Kaldı ki yukarıda bahsedildiği üzere bu çalışmaların %99u ilaç haline gelmeden firmalar aleyhine olumsuz sonuçlanmaktadır. Yine ilaç haline geldikten sonra da firmalar aleyhine ciddi olumsuz sonuçlar da ortaya çıkabilmektedir. Sonuç olarak ilaçların geliştirilmesinde çok büyük boyutlarda finansman gerekliliğinin olması nedeniyle  bu tür çalışmalar ilaç endüstrisi tarafından desteklenmekte ancak bağımsız kuruluşlarca denetlenmektedir.

5-Medyada spekülasyon yapan kişilerin görüşleri bilimsel temele dayanıyor mu? Ne kadar doğru?
Genel olarak bu kişiler bilimsel verilere dayanmadan kendi kişisel görüşlerine, inanışlarına, mantıklarına göre konuşmaktalar. Oysa günümüz modern tıp yaklaşımında kanıta dayalı yaklaşım söz konusudur. Bir tıbbi görüş bir tedavi belirtirken bunun dayandığı klinik çalışma veya çalışmaları kanıt olarak göstermeniz gerekir. O konuda bir çalışma yoksa ve kılavuzlar da bir uzman görüşü bildirmiyorsa, ancak o zaman, sadece kendi mantığınıza göre hareket edebilirsiniz.

Kolesterol yüksekliğinin kalp hastalığı yaptığı 60 yıldır bilinen bir gerçek. Yine kolesterol ilaçlarının- statinlerin- sınıf I endikasyonla (herkes tarafından faydası kabul edilen) ve kanıt düzeyi A (çok sayıda klinik çalışmayla etkinliği ve güvenliği gösterilmiş) ile ölümü, kalp krizi ve inmeyi azalttığı bilinen bir gerçek. Bu gerçeklerinin aksine ben kolesterolün kalp hastalığı yaptığına ve ilaçların faydasına inanmıyorum, demenin bilimsel bir yaklaşımla ilişkisi yok. Kaldı ki şu anki bilimsel çalışmalar ve kılavuzlara göre statin tedavisi endikasyonu olan bir hastaya statin vermemek malpraktistir, suçtur, ceza gerektirir.

Bu kişiler zaman zaman kullandıkları bilimsel çalışma sonuçlarını da çarpıtmaktalar, çarpıtmanın ötesinde yalan söylemekteler ve halkı aldatmaktalar. Örneğin statinlerin biriyle yapılan çalışmanın yan etki nedeniyle erken sonlandırıldığını söylemekteler. Oysa doğrusu bunun tam tersi. Bu ilaçla erken dönemde fayda belirgin hale geldiği için statin almayan gruba haksızlık olacağı, etik olmayacağı için çalışma erken sonlandırıldı.

Sonuç olarak:

  • Kolesterol yüksekliği koroner kalp hastalığı için çok önemli bir risk faktörüdür ve kalp damar hastalıklarının %50inden sorumludur.
  • Kolesterol ilaçları ,statinlerle ölüm, kalp krizi ve inme riski %25-45 oranında azalmaktadır. Endikasyonu bulunan tüm hastalara statin başlanmalıdır. Statin başlanmaması bir malpraktistir.
  • Her ilaç gibi statinlerin de yan etkisi vardır, ancak çok seyrektir. Bu nedenle de güvenli ilaçlardır.
  • Bu kişiler bilimsel gerçekleri çarpıtmakta, doğruları söylememekte, kendi şöhretleri uğruna binlerce insanın hayatı ile oynamaktadırlar.

 

Prof. Dr. Oktay Ergene, Prof. Dr. Mehmet Aksoy, Prof.Dr. Bingür Sönmez İstanbul'da bir Basın Toplantısı düzenliyor
Basın Toplantısından GörüntülerBasın Toplantısı Sunumu